FLURIT-D 150 mg 2 Kapsül

FLURIT-D 150 mg 2 Kapsül Endikasyonları

Tinea pedis, tinea corporis, tinea cruris ve kandidaların neden olduğu diğer dermal enfeksiyonlar.

FLURIT-D 150 mg 2 Kapsül Kontrendikasyonları

Bileşiminde bulunan maddelere karşı aşırı duyarlı olduğu bilinenlerde, akut veya kronik karaciğer hastalığı ve karaciğer yetmezliği olanlarda kullanılmamalıdır. Günde 400 mg veya daha yüksek miktarda multipl doz flukonazol alan hastalarda, flukonazol ile terfenadinin birlikte kullanımı kontrendikedir. Flukonazol alan hastalarda sisaprid tedavisi uygulanmamalıdır

FLURIT-D 150 mg 2 Kapsül Uyarılar Önlemler

Özellikle AIDS ve kanser gibi altta yatan ağır bir hastalığı olan bazı kişilerde, flukonazol tedavisi sırasında hepatik, renal, hematolojik ve diğer biyokimyasal testlerde anormallikler saptandığı bildirilmiş olmakla birlikte, bunların klinik açıdan önemi ve tedaviyle ilişkisi bilinmemektedir. Çok nadiren, altta yatan ağır bir hastalığı sırasında flukonazol tedavisi uygulanan ve ölen bazı hastalarda karaciğer nekrozu görüldüğü bildirilmiştir. Karaciğer enzimlerinde belirgin bir yükselme görülen hastalarda, flukonazol tedavisini sürdürmenin riskleri ve yararları yeniden değerlendirilmelidir. Flukonazole bağlı olabilecek karaciğer hastalığı ile uyumlu klinik bulgu ya da semptomlar gelişirse, flukonazol tedavisi kesilmelidir. Flukonazol tedavisi gören hastalarda, nadiren Stevens-Johnson sendromu gibi eksfoliyatif deri reaksiyonları görüldüğü bildirilmiştir. Yüzeyel fungal enfeksiyon nedeniyle tedavi görürken, flukonazole bağlı olduğu düşünülen deri döküntüsü görülen hastalarda flukonazol tedavisi kesilmelidir. Ender vakalarda, diğer azollerde görüldüğü gibi anafilaksi bildirilmiştir. 16 yaşından küçük çocuklarda kullanım güvenilirliği tam olarak kanıtlanmamıştır. Gebe kadınlarda flukonazol ile yeterli sayıda iyi kontrollü çalışma yapılmamıştır. Kokidiyoidomikoz nedeniyle üç ay ya da daha uzun süre yüksek dozda (400-800 mg/gün) flukonazol tedavisi uygulanan gebe kadınların bebeklerinde multipl konjenital anomali görüldüğü bildirilmiştir. Bu anomaliler ile flukonazol arasındaki ilişki kesin olmamakla birlikte, gebe kadınlardaki yararları, fetüs üzerindeki olası risklerinden fazla olmadıkça kullanılmamalıdır. Flukonazolün anne sütündeki konsantrasyonu, plazmadaki konsantrasyonuna eşittir. Bu nedenle, emziren annelerde flukonazol tedavisi önerilmez. Flukonazol, araç ve makine kullanma yeteneğini etkilemez.

FLURIT-D 150 mg 2 Kapsül Yan Etkileri

Flukonazol, genel olarak iyi tolere edilir. Vaginit nedeniyle tek doz 150 mg flukonazol tedavisi uygulanan kadınlarda en sık görülen yan etkiler, başağrısı, bulantı ve karın ağrısıdır. Diyare, dispepsi, baş dönmesi ve tat duyusu ile ilgili yan etkiler ise seyrek olarak görülür Bu yan etkilerin çoğu hafif ya da orta şiddettedir. Çok ender olarak anjiyoödem ve anafilaktik reaksiyonların görüldüğü bildirilmiştir.

FLURIT-D 150 mg 2 Kapsül Etkileşimler

Aşağıdaki ilaç etkileşimleri uzun süreli flukonazol tedavileri sırasında görülen etkileşimlerdir. Tek doz olarak kullanılan 150 mg flukonazol tedavisinde bu etkileşimlerin görülüp görülmeyeceği henüz bilinmemektedir. Flukonazol, varfarin uygulanan sağlıklı gönüllülerde protrombin zamanının %12 oranında uzamasına,sulfonilüre grubu ilaçların yarılanma süresinin uzamasına neden olduğu görülmüştür. Hidroklorotiyazid ve flukonazol uygulanan sağlıklı gönüllülerde, flukonazolün plazma konsantrasyonunun %40 yükseldiği görülmüştür. Flukonazolün fenitoin, terfenadin, astemizol, zidovudin ile birlikte kullanılması durumunda, bu ilaçların plazma düzeyleri belirgin bir şekilde yükselebilir. Rifampisin, flukonazolün biyotransformasyonunu hızlandırabilir. Günde 200mg flukonazol, siklosporin konsantrasyonunda yavaş bir yükselmeye, teofilin plazma klerensinde ise %18 azalmaya neden olmuştur. Flukonazol ve rifabutinin birlikte kullanıldığı bazı hastalarda uveit görüldüğü bildirilmiştir. Flukonazol ve takrolimusun birlikte kullanıldığı bazı hastalarda ise nefrotoksisite bildirilmiştir. Fulukonazolle birlikte sisaprid kullanan hastalarda torsades de pointes dahil aritmilerin görüldüğü bildirildiğinden , iki ilacın birlikte kullanılması önerilmez

FLURIT-D 150 mg 2 Kapsül Dozu Kullanma

Erişkinler:Tinea pedis, tinea corporis, tinea cruris ve derinin kandida enfeksiyonları: Dermal enfeksiyonlarda önerilen doz, haftada bir defa 150 mg'dır. Genellikle 2-4 haftalık tedavi yeterlidir. Ancak tinea pediste tedavinin 6 hafta sürdürülmesi gerekebilir. Tedavi süresi 6 haftayı aşmamalıdır. Onikomikoz için önerilen doz haftada bir defa 150 mg'dır. Tedavi, enfekte olmamış tırnağın uzayıp, enfekte tırnağın yerini almasına kadar devam ettirilmelidir. Böbrek yetmezliğinde kullanım: Böbrek yetmezliği olan hastalarda, ilk gün endikasyonuna göre böbrek fonksiyonları normal olan hastalar için önerilen doz uygulandıktan sonra, tedaviye aşağıdaki tabloda belirtildiği şekilde devam edilmesi önerilir. * Kreatinin klirensi (mL/dakika) 50'den büyükse önerilen normal doza göre oran %100 * Kreatinin klirensi (mL/dakika) 11-50 arası ise önerilen normal doza göre oran %50 * Düzenli hemodiyaliz uygulanan hastalar için önerilen doza göre oran her diyalizden sonra normal günlük doz DOZ AŞIMI DURUMUNDA ALINACAK TEDBİRLER: Doz aşımı durumunda, klinik durum gerektiriyorsa mide lavajı yapılmalı, semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır. Flukonazol büyük oranda idrarla atıldığından, zorlu diürezin atılımını hızlandırması mümkündür. Üç saatlik hemodiyaliz, flukonazolün plazma düzeyini yaklaşık %50 oranında azaltır.

FUNGOSTEN 20 GR KREM

FUNGOSTEN 20 GR KREM Endikasyonları

Dermatofitlerin neden olduğu dermatomikozlar, Candida türlerinin ve Aspergillusların neden olduğu; dermatomikozlar, mantar süperenfeksiyonu sonucu enfekte olan deri hastalıkları, pitiriasis versicolor ve erythrasmada endikedir.

FUNGOSTEN 20 GR KREM Uyarılar Önlemler

Etken maddeye duyarlılık durumu, gebelik ve laktasyon dönemlerinde kullanılmamalıdır. Kesin gerekli görülmedikçe 16 yaşın alatındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. Warfarin, kümarin türevi antikoagülan ve tolbutamidle birlikte kullanılmamalıdır. Renal yetmezliklerde dozaj azaltılmalıdır.

FUNGOSTEN 20 GR KREM Etkileşimler

Mide asiditesini azaltan ve pH'sını arttıran ilaçlar fungoralin emilimini azaltırlar (antasitler,H2 reseptör antagonistleri antikolinerjikler).Bu nedenle bu ilaçlar Fungoral'den en az 2 saat sonra verilmelidir.Rifampin Fungoral'in serum düzeyini azaltır.Kumarin türevi antikoagülan ilaçların antikoagülan etkilerini arttırabilir.Beraber kullanıldığında plazma siklosporin ve kreatinin konsantrasyonu artabilir.Teofilin'in plazma düzeyini azaltabilir.Fenitoin ve Fungoral birbirlerinin metabolizmalarını değiştirebilir.Plazma seviyeleri kontrol edilmelidir.Fungoral sülfonilüre grubu oral antidiabetik ilaçlarla beraber alındığında ağır hipoglisemi oluşabilir.Ketokonazol terfenadinin metabolizmasını azaltır. Birlikte kullanılmamalıdır. Kullanım sırasında karaciğer fonksiyon testleri (ALT,AST,LDH, Alkalen fosfataz, GT ve PTZ) izlenmelidir.

FUNGOSTEN 20 GR KREM Dozu Kullanma

Hastalıklı bölgeye günde 2-3 defa uygulanır. Tedavi süresi: Pitiriasis versicolor, erythrasma ve dermatomikozlarda 3-4 hafta, candida türlerinde ise 1-2 haftadır. Lokal irritasyona neden olabilir. Hastalığın nüksünü önlemek için iyileşme sağlandıktan sonra 1-2 hafta tedaviye devam edilmelidir.

FAMODIN 40 MG 30 TABLET

FAMODIN 40 MG 30 TABLET Endikasyonları

1.Aktif duodenal ülserin kısa süreli tedavisinde. 2.Aktif ülserin iyileşmesini takiben, düşük dozlarda duodenal ülserli hastaların tedavisinde. 3.Aktif benign gastrik ülserin kısa süreli tedavisinde. 4.Gastroösofageal reflü'nün kısa süreli tedavisinde. 5.Patolojik hipersekresyon hallerinin tedavisinde (Zollinger-Ellison sendromu, multipl endokrin adenomalar).

FAMODIN 40 MG 30 TABLET Kontrendikasyonları

Famotidin bileşimindeki maddelerden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır.

FAMODIN 40 MG 30 TABLET Uyarılar Önlemler

Famotidin tedavisi ile sağlanacak semptomatik iyileşme gastrik malignite olasılığını ortadan kaldırmaz.Ağır böbrek yetmezliğinde (kreatinin klerensi 10 ml/dak) 2 doz arasındaki süre uzatılmalı ya da düşük dozlar kullanılmalıdır. Ancak plazmada yüksek famotidin konsantrasyonuna bağlı toksisite olayına şimdiye kadar rastlanmamıştır. Gebelik ve emzirme dönemlerinde kullanımı :Ancak mutlak endikasyon var ise yakın doktor gözetimi altında kullanılmalıdır. Çocuklarda kullanımı; Famotidin'in çocuklarda kullanım etkinliği ve güvenilirliği henüz saptanmamıştır. Yaşlı hastalarda doz ayarı gerekmez

FAMODIN 40 MG 30 TABLET Yan Etkileri

Aşağıdaki yan etkiler famotidin tedavisi gören hastaların %1 den fazlasında ortaya çıkmıştır ve ilaca bağlı olabilir. Baş ağrısı (%4.7),baş dönmesi (%1.3),kabızlık (%1.2) ve ishal (%1.7).Klinik çalışmalarda famotidine bağlı oldukları kesin olarak saptanmamakla birlikte nadiren aşağıdaki yan etkiler de rapor edilmiştir. Sistemik; ateş, asteni, yorgunluk Kardiyovasküler; çarpıntı Gastrointestinal; bulantı, kusma, karın ağrısı, iştahsızlık, ağız kuruluğu, karaciğer enzimlerinde patolojik değişiklikler Hematolojik; trombositopeni Aşırı duyarlılık; orbita ödemi, konjuktivada kızarıklık Kas-iskelet sistemi; kas-iskelet ağrıları, eklem ağrıları Sinir sistemi/psikiyatrik; parestezi, depresyon, anksiyete, libido azalması, ,uyku bozukluğu Solunum sistemi; bronkospazm Cilt; alopesi, akne, kaşıntı, ciltte kuruluk, kızarıklık Duyu organları; kulak çınlaması, tat alma bozukluğu BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

FAMODIN 40 MG 30 TABLET Etkileşimler

Gerek insanlarda,gerekse hayvan modelleriyle ve in vitro olarak yapılan çalışmalarda karaciğerin mikrozomal enzimleri ile (örneğin sitokrom p450 sistemi), metabolize olan ilaçlarla famotidin arasında önemli bir etkileşim saptanmamıştır. Test edilen ilaçlar arasında warfarin, teofilin, fenitoin, diazepam, aminopirin ve antipirin sayılabilir. Karsinojenik ya da mutajenik etkisi yoktur; fertiliteyi olumsuz yönde etkilemez.

FAMODIN 40 MG 30 TABLET Dozu Kullanma

Doktor tarafından başka bir şekilde önerilmediği takdirde ; -Duodenal ülser Akut tedavi:Aktif duedenal ülserde önerilen oral doz 40 mg (2 tablet) olup yatmadan önce bir defada alınır.Hastaların çoğu 4 haftada iyileşir.Nadiren 6-8 haftadan daha uzun süre devam etmek gerekir. Famodin'in komplikasyonsuz aktif duodenal ülserde 8 haftadan uzun süreli kullanım güvenilirliği henüz saptanmamıştır. Sabah ve akşam verilen 20 mg'da aynı ölçüde etkilidir. İdame tedavisi; önerilen oral doz 20 mg (1 tablet) olup yatmadan önce bir defada alınır.Aktif ülserin iyileşmesini takiben, düşük dozlarda duodenal ülserli hastaların tedavisinde, kontrollü çalışmalar ancak 1 yıl ile sınırlıdır. -Aktif benign gastrik ülser'in kısa süreli tedavisinde kullanım dozu ; Akut tedavi; yetişkinler için tavsiye edilen doz günde 1 defa yatmadan önce 40 mg�dır. Famotidinin 8 haftadan daha uzun süreli kullanımının güvenilirliği ve emniyeti kanıtlanmamıştır. -Gastroösofageal reflünün kısa süreli tedavisinde kullanılacak doz; gastroösofageal reflü semptomları gösteren kişilerde günde 2 defa 20 mg (1 tablet) dozunda olmak üzere 6 hafta süreli uygulanır. Bu semptomlara aynı zamanda erezyon ve ülserasyonda eşlik ediyor ise tavsiye edilen kullanım dozu; 12 hafta süre ile günde iki defa 20 (1 tablet) ya da 40 mg (2 tablet)'dır. Patolojik hipersekresyon halleri (Zollinger-Ellison sendromu ve multipl endokrin adenomalar) : Önerilen başlangıç dozu 6 saatte bir 20 mg (1 tablet)'dır. Bazı hastalarda daha yüksek bir dozla başlamak gerekebilir. Doz hastanın gereksinimine göre ayarlanır ve tedaviye klinik olarak gerekli olduğu sürece devam edilir.Ağır Zollinger-Ellison Sendromlu bazı hastalarda 6 saat arayla 160 mg'lık dozlar kullanılmıştır. Böbrek yetmezliğinde doz ayarı : Ağır böbrek yetmezliğinde (kreatinin klerensi 10 ml/dak) Famodin'in eliminasyon yarı ömrü 20 saati geçebilir ve anürik hastalarda yaklaşık 24 saate kadar uzayabilir. Her ne kadar Famodin'in yan etkileri ile plazma konsantrasyonu arasında kesin ilişki yoksa da, ilacın birikimini önlemek üzere, Famodin'in dozu azaltılmalı (yatmadan önce 20 mg) ya da dozlar arası süre hastanın klinik yanıtına göre 36 ila 48 saate çıkarılmalıdır. AŞIRI DOZ ve TEDAVİSİ : Patolojik hipersekresyon hallerinde hastalara günde 640 mg'a varan dozlar verilmiş ve ciddi yan etkiler ortaya çıkmamıştır.İstemli ve kazaen aşırı doz alımlarında semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır. Henüz absorbe olmayan materyal sindirim sisteminden uzaklaştırılmalı (kusturma, lavaj) hastanın vital fonksiyonları izlenerek destekleyici tedavi sürdürülmelidir. Hemodiyalizle vücuttan uzaklaştırılamaz.

FLATON 30 ENTERİK DRAJE

FLATON 30 ENTERİK DRAJE Endikasyonları

Kronik pankreatit, safra kesesi ve karaciğer hastalıklarından ileri gelen sindirim bozuklukları, -Mide-barsak hastalıkları ve ameliyatlarından sonra ortaya çıkan, meeorizm ve sindirim bozuklukları, -Çiğneme güçlüğü olan, yaşlı ve protezli kimselerde görülen sindirim yetersizlikleri ve bozuklukları, -Yemek sonrası şişkinlik ve geğirmelere yol açan gaz şikayetleri ve sindirim yetersizlikleri, -Batının radyolojik muayeneye hazırlanmasında barsak gazlarının giderilmesi amacıyla kullanılmaktadır.

FLATON 30 ENTERİK DRAJE Kontrendikasyonları

Bileşimindeki maddelere karşı aşırı duyarlılığı olan kimselerde kullanılmamalıdır.

FLATON 30 ENTERİK DRAJE Uyarılar Önlemler

Karaciğer yetmezliklerinde, billirübin düzeyi yüksek karaciğer hastalıklarında, safra yolu tıkanıklıklarında ve ileuslarda kullanılmamalıdır. Tabletler çiğnenmeden yutulmalıdır.

FLATON 30 ENTERİK DRAJE Yan Etkileri

Fazla miktarda alındığında bulantı ve ishal yapabilir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

FLATON 30 ENTERİK DRAJE Dozu Kullanma

Doktor tarafından başka türlü önerilmediği takdirde; Yemeklerle beraber 1-2 enterik kaplı tablet çiğnenmeden yutulur. Röntgen muayenesinden ve ameliyatlardan önce her yemekten sonra 2'şer enterik kaplı tablet alınır.

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Endikasyonları


Çarpıntı hissi, sersemlik ve mide bulantısı, baş dönmesi, birlikte ortaya çıkan ataklar halinde görülen baş ağrılarını ve kısa migren ataklarını gidermek için kullanılınır.

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Kontrendikasyonları


Avmigran Film Tablet içerdiği ergotaminden dolayı çevresel dolaşım bozukluğu, korener yetmezlik, karaciğer ve böbrek bozukluğu olan hastalarda, gebelerde ve glokom vak'alarında kullanılmamalıdır.

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Uyarılar Önlemler

İlaca karşı aşırı duyarlı olan kişlerde uyuklama yapabilir. BU kimseler ilaç aldıktan sınra araba kullanmamalı, yoğun dikkat gerektiren makinalarda çalışmamalıdırlar. Astım veya kronik solunum yolu enfeksiyonlarından şikayetçi olan hastalar ve analjezik antienflamatuvar ilaçlara aşırı duyarlılığı olan hastalar Avmigran'ı kullanmadan önce doktora danışmalıdırlar.
Hamilelerde kullanımı : Uterus kasılmalarına yol açabileceğinde, hamilelerde kullanılmamalıdır.
Emziren annelerde kullanımı : İlacın atak sırasında anne tarafından zorunlu kullanımı gerektiğinde bebek emzirilmemelidir.

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Yan Etkileri

Merkezi sinir sistemi üzerine etkileri yada kan damarları üzerine vazokonstriktör etkisi nedeniyledir. Terapötik dozlardan sonra bulantı ve kusma ergotaminin direk emotojenik etkisinin sonucu olarak görülebilir. Mide bulantısı, kusma, lokal ödem, kaşıntı kuvvetsizlik ve adele ağrıları, parmaklarda uyuşma veya yanma hissi şeklinde görülebilir.

Etkileşimler

Amantadin , kinidin ve trisiklik antidepresanlar antikolinerjik etkiyi artırabilir.
Ayrıca triasetiloleandomisin ve eritromisin ile birlikte ergotimz riski artabilir.

Dozu Kullanma

Migren ataklarında, ağrı nöbetinin başlangıcında 1-2 tablet verilebilir.
Gerekirse yarım saat sonra 1 tablet daha verilebilir. Günlük maksimum doz 4 tablettir. Haftalık maksimum doz ise 10 Tablettir. Ağrı nöbetinin ilk işaretleri hissedildiği an ilaç alınmalıdır.

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON

Etkileşimler

Cipro ve teofilinin birlikte kullanımı , plazma teofilin konsantrasyonunun artmasına neden olabilir. Bu da teofilinin toksisite riskini arttırır.

Dozu Kullanma
Tonsillit , alt solunum yolu enfeksiyonları ve deri enfeksiyonlarının tedavisi için ; yetişkinlerde ; ilk gün 500 mg (1 filmtablet), sonraki 4 gün için her gün 250 mg (1/2 filmtablet) kullanılır. Chlamydia trachomatis�in neden olduğu non-gonokoksik uretrit veya servisit tedavisi için tek doz olarak 1000 mg (2 Filmtablet) , gonokoksik servisit ve uretrit için tek doz olarak 2 g Azitromisin kullanılır. Çocuklarda ; Streptokokal farenjit tedavisi haricinde, 3 gün süre ile 10 mg/kg/gün veya ilk gün 10 mg/kg/gün, 2 -5. günler 5 mg/kg/gün olarak kullanılır. Streptokokal farenjitte ise ; 5 gün süre ile 12 mg/kg olarak kullanılır.

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON Yan Etkileri

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON Yan Etkileri

Hafif ve orta derecede olup ilacın kesilmesiyle kaybolmaktadır. Diare, bulantı ve karın ağrısı görülebilir.

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON Uyarılar Önlemler

Gebelikte kullanım : Kategori B'dir. Laktasyon döneminde kullanım : Azitromisinin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Geriatrik hastalarda kullanım : Azitromisinin farmakokinetiği yaşlı hastalarda değişmediği için, doz ayarlamasına gerek yoktur.

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON Kontrendikasyonları

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON Kontrendikasyonları

AZELTİN, makrolid antibiyotiklerinden herhangi birine hipersensitivitesi olan hastalarda kontrendikedir.

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON Endikasyonları

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON Endikasyonları

AZELTİN , duyarlı mikroorganizmaların etken olduğu ; - Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları , - Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları , - Cinsel temasla bulaşan hastalıklarda kullanılır.

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON Formulü

AZELTIN 200 MG 30 ML ORAL SUSPANSIYON Formulü

Her filmtablet ; 500 mg Azitromisin'e eşdeğer Azitromisin dihidrat içerir. Oral süspansiyon ; her 5 ml de ; 200 mg Azitromisin'e eşdeğer Azitromisin dihidrat içerir.

AMETIK 100 MG 15 ML DAMLA

AMETIK 100 MG 15 ML DAMLA Endikasyonları

Araç tutmaları, enfeksiyon, entoksikasyon, gebelik kusmaları, hepatit, ilaçların neden olduğu bulantı, kolesistit, migrende endikedir.

AMETIK 100 MG 15 ML DAMLA Kontrendikasyonları

Epilepsi, Reye sendromu, parkinson, nedeni belli olmayan kusmalar, feokromsitoma, yeni doğanlar ve etken maddeye duyarlılığı olanlarda kontrendikedir

AMETIK 100 MG 15 ML DAMLA Uyarılar Önlemler

Oluşabilecek uyku halinden dolayı motorlu araç vb. kullananlarla, yüksek yerlerde çalışan hastalar uyarılmalıdır. Benzamide duyarlı hastalarda kullanılmaz.

AMETIK 100 MG 15 ML DAMLA Yan Etkileri

Konvülsiyon aşırı duyarlılık reaksiyonları, parkinsonizm belirtileri, dermansızlık, inkoordinasyon, baş ağrısı, bulanık görme, irritasyon ve ağız kuruluğu gibi yan etkiler görülebilir.

AMETIK 100 MG 15 ML DAMLA Dozu Kullanma

6.5 kiloya kadar 5 damla, 13 kiloya kadar 10 damla, 27 kiloya kadra 20 damla, 41 kiloya kadar 30 damla, 41 kilo üzeri olan hastalarda 40 damla kullanılır.

MICROGYNON 21 DRAJE Dozu Kullanma

MICROGYNON 21 DRAJE Dozu Kullanma

Microgynon alımına başlamadan önce, genel (memeleri ve serviksten sitolojik smear alınımını da içine alan) bir jinekolojik muayenenin yapılması ve aile anamnezinin özenle kaydedilmesi gerekir. Yakın akrabalarda genç yaşta trombo-embolik süreçlere (örn. derin ven trombozu, apopleksi, enfarktüs) rastlandıysa, ayrıca kan pıhtılaşma sistemi olası bozukluklar bakımından değerlendirilmelidir. Kullanıma geçmeden önce bir gebeliğin olmadığı saptanmalıdır. Önlem olarak, Microgynon ile uzun süreli tedavilerde takriben 6 ay aralarla kontrol muayeneleri yapılır. İlk uygulama döneminiz Microgynon�a başlamak için gelecek adet kanamanızı bekleyiniz. Draje alınımına kanamanın devam edip etmediğine bakmaksızın siklusun 1. günü (kanamanızın 1. günü) başlayınız. Draje almaya, takvimli ambalajın haftanın o gününe tekabül eden (örneğin, Pazartesi = Pt) drajesi, aluminyum foli'ye bastırılarak çıkarılıp ve çiğnemeden bir miktar mayi ile yutularak başlanır. Drajeler günün herhangi bir saatinde alınabilir. Yalnız ilk defa başlanan saate uymalı, en iyisi kahvaltıdan ya da akşam yemeğinden sonra alınmalıdır. 21 gün boyunca 1 draje Ok işaretini izleyerek, ambalaj bitene kadar hergün 1 draje alınız. Ambalajın boş yerleri, size günlük drajenizi alıp almadığınızın kontrolunu sağlar. 7 günlük ara 21 drajenin alınması bittikten sonra, 7 günlük bir ara veriniz. Bu ara içerisinde son draje alımından takriben 2-4 gün sonra, bir adet kanaması olur. Sonraki uygulama dönemleriniz 7 günlük bir aradan sonra yeni bir ambalajla draje alımına devam edilir. Bu arada kanamanın normalde olduğu üzere durması veya devam etmesi önemli değildir. Böylece, kolaylıkla akılda tutulan bir ritm oluşur: 3 hafta draje alımı, 1 hafta ara - ve her yeni ambalaj, haftanın hep aynı günü başlar. Önemli bilgiler Korunma güvenliği, uygulamaya başlanılan günden itibaren vardır ve 7 günlük aralarda da devam eder. Microgynon ile ilk siklus alışılandan biraz daha kısadır, ancak müteakip sikluslar 4 hafta sürer. Düzensiz draje alımı, kusma veya diare ile seyir eden barsak hastalıkları, ileri derecede nadir individuel metabolik bozukluklar veya aynı zamanda bazı ilaçların uzun süre alınması ("Uyarılar" bölümüne bkz.) Microgynon'un kontraseptif güvenliğini azaltabilir (ilk semptom ara kanamaları olabilir). Eğer daha önce başka bir oral kontraseptif kullandı iseniz, ya da bir doğum veya düşükten hemen sonra Microgynon'a başlamak istiyorsanız, lütfen önce hekiminize danışınız. Eğer süt veriyorsanız, Microgynon kullanılması konusunda hekiminiz karar vermelidir. Ara kanamalarında tutum Şayet Microgynon alındığı 3 hafta içinde "sıra dışı" bir kanama olursa bile, draje alımına devam edilmelidir. Hafif bir kanama ekseriya kendiliğinden kesilir. Daha şiddetli, normal adete benzeyen bir kanama olursa, doktorunuza başvurmalısınız. Adet kanamasının olmadığı hallerde tutum İstisnai durumlarda düzenli draje alımına rağmen verilen bir haftalık ara içerisinde bir kanama olmazsa, uygulamaya devam etmeyip, doktorunuza başvurmalısınız. Günlük drajeyi almayı unuttuysanız Şayet mutad zamanda draje almayı unuttuysanız, bu draje, en geç müteakip 12 saat içinde alınmalıdır. Normal alınan zamandan 12 saatten fazla bir süre geçmişse, bu ayın içinde gebelikten koruyucu etki zayıflamış olabilir. Bu durumda unutulan drajeler atlanarak, başlanmış olan ambalaja devam edilmeli ve bu ambalaj bitene kadar, hormonal olmayan, gebelikten koruyucu diğer yöntemlerin (Knaus-Ogino'nun takvim yöntemi ve ısı yöntemi dışında) ek olarak uygulanması gerekir. Unutulan drajeler, alınmamalıdır. Ambalajın bitimini müteakip verilen 7 günlük arada, normal olarak bir kanama oluşur. Eğer bir kanama olmazsa, yeni bir ambalaja başlamadan doktora başvurulmalıdır Kusmalar ve barsak hastalıklarında güvenlik Hafif müshiller etkide bir azalmaya sebep olmazlar. Buna karşılık kusmalar ya da ishal ile seyreden barsak hastalıklarında, alınan günlük drajenin etkenliği konusunda tam bir güvenlilik olmayabilir. Bu tür vakalarda, kontraseptif güvence kesin değildir. Bu durumlarda, Microgynon alımını kesmeksizin, sözü edilen kullanım ayında ek olarak, hormonal olmayan, gebelikten koruyucu diğer yöntemlerin (Knaus Ogino'nun takvim yöntemi ve ısı yöntemi dışında) uygulanması da öğütlenir. İlaç alımının bırakılması halinde Microgynon 21 alımı bırakıldıktan sonra cinsiyet bezleri, genel olarak çabucak vazifelerine başlarlar. Normal döllenme yeteneği yeniden oluşur. Mamafih ilk kanama, ekseriya 1 hafta kadar gecikebilir. Eğer ilk 2-3 ay içerisinde normale dönüş olmazsa lütfen doktorunuza başvurunuz. Microgynon'un derhal kesilmesi için nedenler Migren türünde başağrılarının ilk defa ortaya çıkması, ya da alışılmamış şiddette sık baş ağrıları, ani duyu bozuklukları (örn.görme ya da işitme bozuklukları), tromboflebitlerin ya da trombo-embolik belirtilerin ilk işaretleri (örn. bacaklarda mutadın dışında ağrılar ya da bacakların şişmesi, nefes alırken batıcı ağrılar ve nedeni bilinmeyen öksürük), göğüste ağrı ve darlık hissi, planlanan ameliyatlardan 6 hafta önce ve örneğin kazalardan sonra yatak istirahatinin gerekli olduğu sürede. Bütün bu durumlarda artan bir tromboz rizikosu mevcuttur. İlacın kesilmesi için diğer nedenler sarılık, hepatit, sürekli kaşıntı, epilepsi nöbetlerinin artması, önemli tansiyon yükselmeleri ve gebelikdir. Aşırı dozaj İlacın aşırı dozda alınmasından sonra herhangi ciddi bir etki rapor edilmemiştir. Örn. bulantı gibi gastrointestinal rahatsızlıklar meydana gelirse bilinen semptomatik yöntemlerle yapılan bir tedavi yeterlidir.

MICROGYNON 21 DRAJE Yan Etkiler

MICROGYNON 21 DRAJE Yan Etkiler

Nadir olgularda bulantı, mide şikayetleri, başağrıları, göğüslerde gerginlik hissi, vücut ağırlığı ve libidonun etkilenmesi ve depresif durumlar görülebilir. Uzun süre kullanmayı müteakip özellikle hassas kadınlarda, yüzde kahverengi lekeler ortaya çıkabilir.Uzun güneş banyoları bunu daha da kolaylaştırırlar. Bu nedenle, bu çeşit deri değişikliklerine eğilim gösteren kadınların uzun süre güneşte kalmamaları gerekir. Nadir olarak, kontakt lenslere karşı da bir tahammülsüzlük gözlemlenmiştir.

MICROGYNON 21 DRAJE Uyarılar Önlemler

MICROGYNON 21 DRAJE Uyarılar Önlemler

Kombine oral kontraseptif kullanımında aşağıdaki durumlara özenle dikkat edilmesi gerekir: Anamnez'de ağır depresyonlar, varis, diabetes mellitus, yüksek kan basıncı (hipertansiyon), sara (epilepsi), kalıtımsal sağırlık (otoskleroz), multipl skleroz, herediter porfiri, kramplarla seyir eden kalsiyum eksikliği (tetani), chorea minor, karaciğer fonksiyon bozukluğu, safra taşları, kalp ve damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, fibrotik rahim oluşumları, astım veya gebelik esnasında kötüleşme gösteren her hastalık (hekiminiz size anlamadığınız her terimi açıklayabilir). Sözü geçen durumların ağırlaşması yada ilk defa ortaya çıkması oral kontraseptifin kesilmesine neden olabilir. Kontrendikasyonlar başlığı altında sözü edilen durumlardan herhangi birini geçirdi iseniz ya da geçiriyorsanız hekim haberdar edilmelidir, çünkü bu tür olgularda oral kontraseptifler kullanılmamalıdır. Bu hususta herhangi bir tereddütünüz var ise hekiminize danışabilirsiniz. Düzenli başka ilaçlar kullanıyorsanız (örn.barbiturat'lar, fenilbutazon, hidantoin, rifampisin, ampisilin gibi) hekim haberdar edilmelidir, zira bunlar Microgynon'un etkisini azaltabilirler.

MICROGYNON 21 DRAJE

MICROGYNON 21 DRAJE Formulü

Beher drajesinde 0.15 mg Levonorgestrel ve 0.03 mg Etinilestradiol bulunan 21 drajelik takvimli ambalaj. Yardımcı maddeler Laktoz Mısır nişastası Polividon 25 000 Talk Magnezyum stearat Sakkaroz Polividon 700 000 Polietilen glikol 6 000 Kalsiyum karbonat Montan glikolik mum (mum E)

MICROGYNON 21 DRAJE Kontrendikasyonları

Aşağıdaki durumlarda bir kombine oral kontraseptif kullanılmamalıdır: Mevcut ya da daha önce geçirilmiş damar tıkanmaları (trombozlar) ve böyle bir hastalığa eğilimi arttıran durumlar (örn. tromboz eğilimini arttıran kan pıhtılaşması bozuklukları, bazı kalp hastalıkları); anormal eritrositler (orak hücreli anemi); yüksek kan lipid değerleri (yağ metabolizması bozuklukları), damar değişiklikleri gösteren ağır diabet ya da diğer bir yüksek tromboz riskine sebep olabilecek durumlar; gebelik olasılığı; geçirilmiş ya da mevcut meme veya endometrium karsinomu; sebebi bilinmeyen anormal vajinal kanama; önceki gebeliklerde ortaya çıkan (1) sürekli kaşıntı, (2) Herpes gestationis, (3) kötüleşen otoskleroz, (4) sarılık (enfeksiyon, zehirlenme veya obstruksiyona bağlı olmayan); belirli diğer sarılık nedenleri (Dubin-Johnson veya Rotor sendromu); akut veya kronik ağır karaciğer hastalıkları, geçirilmiş ya da mevcut karaciğer tümörleri. Dikkat edilecek hususlar İstatistiksel verilere göre, kombine oral kontraseptif kullanan kişilerde kullanmayanlara nazaran daha sık trombo-embolik süreçlere (örn. apopleksi, enfarktüs, pulmoner emboli) rastlanır. Bu tür olgularda her zaman tam bir iyileşme olmayabileceği gibi çok seyrek olarak istenmeyen bir şekilde de sonuçlanabilirler. Bazı durumlar tromboz rizikosunu artırır: Sigara tüketimi, şişmanlık, varis, bazı kalp ve damar hastalıkları, diabetes mellitus ve migren. Eğer bu durumlardan biri sizin için geçerli ise, kombine oral kontraseptif kullanmadan önce doktorunuza danışmanız gerekir. Kombine oral kontraseptif kullanımına bağlı arteriyel tromboz rizikosu (örn. enfarktüs veya apopleksi) istatistiksel olarak ilerleyen yaşa ve sigara tüketimine paralel gider. Bu nedenle ilerlemiş yaş grubuna mensup, sigara içen kadınlarda bir kombine oral kontraseptifin kullanılması tavsiye edilmez. Kombine oral kontraseptif kullanımının belirli kronik hastalıkların kötüleşmesine sebep olabileceği ihtimali mevcuttur. Microgynon'un içerdiğine benzer hormonal maddelerin kullanımı sonucu, nadir olgularda iyi huylu, ileri derecede nadir olgularda da ciddi intraabdominal kanamalara sebep olabilecek habis karaciğer tümörleri gözlenmiştir. Bu nedenle kısa bir sürede kendiliğinden geçmeyen, alışılmamış üst batın yakınmalarında hekim haberdar edilmelidir.

GINERA 21 DRAJE Dozu Kullanma

GINERA 21 DRAJE Dozu Kullanma

Kombine oral kontraseptif kullanımına tekrar başlayacak ya da yeni başlayacak olanların "Kontrendikasyonlar" ve "Uyarılar/Önlemler" bölümleri dikkate alınarak anamnezi tam olarak alınmalı ve fizik muayenesi yapılmalı, kombine oral kontraseptif kullanımı süresince de periyodik olarak tekrarlanmalıdır. Özellikle kontrendikasyonlar (örneğin geçici iskemik atak) veya risk faktörleri (örneğin ailede venöz veya arteriyel tromboz öyküsü) kombine oral kontraseptif kullanımı süresince ilk kez ortaya çıkabileceğinden periyodik medikal değerlendirme önem taşır.. Bu değerlendirmelerin sıklığı ve içeriği kabul edilmiş kurallara dayanarak her kullanıcıya göre adapte edilmeli ancak, genel olarak servikal sitoloji de dahil olmak üzere kan basıncı, memeler, batın ve pelvik organları özellikle kapsamalıdır. Kullanıcılar oral kontraseptiflerin HIV enfeksiyonları (AIDS) ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu olmadığı konusunda bilgilendirilmelidir. Kullanımı Drajeler, paketin üstünde gösterildiği yönde, hergün yaklaşık aynı zamanda bir miktar suyla alınmalıdır. Birbirini izleyen 21 gün boyunca hergün bir draje alınır. Her bir sonraki pakete 7 günlük, sıklıkla çekilme kanamasının izlendiği, draje alınmayan dönemi takiben geçilir. Bu kanama genellikle son drajenin alınmasını takiben 2.-3. gün başlar ve bir sonraki pakete başlandığında kesilmemiş olabilir. " Başlangıç - Bir önceki ay hormonal kontraseptif kullanımı yoksa Draje alımı kadının doğal siklusunun birinci günü (menstrüel kanamanın ilk günü) başlamalıdır. 2-5. günlerde başlanması da kabul edilebilir ancak bu durumda draje alımının ilk 7 günü boyunca ilk siklusta ek bir bariyer yöntemi önerilir. - Diğer bir kombine oral kontraseptif formundan geçiş Tercihen önceki kombine oral kontraseptifin son aktif drajesini izleyen gün Ginera alımına başlanmalıdır. En geç ise drajesiz dönemi ya da plasebo draje dönemini izleyen gün başlanabilir. - Yalnız progestagen içeren bir yöntemden (minipil, enjeksiyon, implant) ya da progesteron salınımlı rahim içi sistemden (RİS) geçiş Minipilden herhangi bir günde, (implant veya RİS'in çıkarıldığı gün, enjeksiyonda ise bir sonraki enjeksiyonun yapılması gereken gün) geçiş yapılabilir. Ancak tüm bu koşullarda draje alımının ilk 7 günü ek bir bariyer yöntemi kullanılması önerilir. - İlk trimestr düşüğünü takiben Hemen başlanabilir. Ek kontraseptif önlemler alınmasına gerek yoktur. - Doğumu veya ikinci trimestr düşüğünü takiben Emziren kadınlar için bkz. Gebelik ve Laktasyon. Doğumu veya ikinci trimestr düşüğünü takiben 21-28. günlerde başlanması önerilir. Daha sonra başlandığı takdirde draje alımının ilk 7 günü ek bir bariyer yöntemi kullanılmalıdır. Eğer o zamana kadar ilişki gerçekleştiyse, kombine oral kontraseptif kullanımı başlamadan önce gebelik ekarte edilmeli veya ilk menstrüel kanama beklenmelidir. " Draje alımı unutulduğunda Eğer kullanıcı drajesini almakta, 12 saatten daha az geç kalmışsa kontraseptif koruyuculuk azalmaz. Hatırlanır hatırlanmaz draje alınmalı ve sonraki drajeler de her zamanki gibi alınmaya devam edilmelidir. Eğer 12 saatten daha fazla gecikme olmuşsa kontraseptif koruyuculuk azalmış olabilir. Bu durumda 2 basit kural uygulanır. 1. Draje alımına hiç bir zaman 7 günden fazla ara verilmez. 2. Hipotalamus"hipofiz-over aksının uygun şekilde baskılanması için 7 gün boyunca aralık vermeden draje alınması gereklidir. Buna bağlı olarak günlük uygulamada şu öneriler verilebilir: 1. Hafta: Aynı zamanda iki draje almak anlamına gelse de, kullanıcı unuttuğu drajeyi hatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan drajelerini normal zamanında kullanmaya devam edebilir. İlk 7 gün içinde kondom gibi ek bir bariyer yöntemi kullanmalıdır. Bu 7 günden önce cinsel birleşme olmuşsa gebelik olasılığı gözönüne alınmalıdır. Ne kadar çok draje unutulursa ve bu drajelerin unutulduğu gün drajesiz döneme ne kadar yakınsa gebelik riski o kadar yüksektir. 2. Hafta: Aynı zamanda iki draje almak anlamına gelse de, kullanıcı son unuttuğu drajeyi hatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan drajelerini normal zamanında kullanmaya devam edebilir. Eğer ilk unutulan drajeye kadar 7 gün boyunca drajeler hatasız alınmışsa ek yöntem kullanmaya gerek yoktur. Aksi takdirde ya da kadın birden fazla draje unutmuşsa 7 gün boyunca ek önlemler alınmalıdır. 3. Hafta: Drajesiz dönemin yaklaşıyor olması nedeni ile güvenilirlikte azalma riski yüksektir. Yine de, draje alımında ayarlamalar yapılarak kontraseptif korumada azalma önlenebilir. Eğer unutulan drajeden önceki 7 gün boyunca drajeler doğru olarak alındıysa, aşağıdaki iki seçenekten birinin uygulamasıyla ek bir kontraseptif yönteme gerek kalmaz. Aksi takdirde bu seçeneklerden ilki seçilip, ayrıca 7 gün boyunca ek önlemler almak gerekir. 1. Aynı zamanda iki draje almak anlamına gelse de kullanıcı son unuttuğu drajeyi hatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan drajelerini normal zamanda kullanmaya devam edebilir. Bir sonraki kutuya arada 7 gün ara vermeden mevcut kutu biter bitmez başlanmalıdır. Kullanıcıda ikinci kutunun sonuna kadar bir çekilme kanaması beklenmez. Ancak draje alındığı günlerde lekelenme veya ara kanaması görülebilir. 2. Kullanmakta olduğu kutuyu bırakması önerilebilir. 7 günlük (drajeyi unuttuğu günler dahil) aradan sonra yeni kutuya başlanır. Draje almayı unutan kullanıcıda ilk drajesiz dönemde beklenen çekilme kanaması görülmezse gebelik olasılığı gözönüne alınmalıdır.  Mide-barsak bozuklukları durumunda Şiddetli gastrointestinal bozuklukların olması durumunda emilim tam olmayabilir ve ek kontraseptif önlemler alınmalıdır. Eğer draje alımını takiben 3-4 saat içinde kusma olursa unutulan drajeler için verilen öneriler (Bkz. Draje alımı unutulduğunda) geçerlidir. Eğer kadın normal draje alma programını değiştirmek istemezse, gereken ekstra drajeleri başka bir kutudan almalıdır. Doz aşımı Doz aşımına bağlı bildirilen ciddi yan etki yoktur. Görülebilecek belirtiler, bulantı, kusma ve gençlerde hafif vaginal kanamadır. Antidotu yoktur ve tedavisi semptomatik olmalıdır.

GINERA 21 DRAJE Etkileşimler

GINERA 21 DRAJE Etkileşimler

Oral kontraseptifler ve diğer ilaçlar arasındaki etkileşimler ara kanamalara ve/veya kontraseptif başarısızlığa yol açabilirler. Aşağıdaki etkileşimler literatürde bildirilmiştir. Hepatik metabolizma: Mikrozomal enzimleri etkileyen ilaçlarla (ör. fenitoin, barbitüratlar, primidon, karbamazepin rifampisin ve muhtemelen okskarbazepin, topiramat, felbamat, ritanovir, griseofulvin ve "St. John's wort" içeren ürünler) olan etkileşimler, seks hormonlarının klerensinin artması ile sonuçlanabilir. Enterohepatik dolaşımla etkileşmeler: Belirli antibiyotik ajanların (ör. penisilinler, tetrasiklinler) verilmesi durumunda estrogenlerin enterohepatik dolaşımının azalabileceğini ve bunun da etinilestradiol düzeylerini azaltabileceğini savunan klinik raporlar mevcuttur. Yukarıda belirtilen ilaçlardan herhangi biri ile kısa süreli tedavi edilmekte olan kadınlar, kombine oral kontraseptif dışında geçici olarak bir bariyer yöntemi kullanmalı ya da başka bir kontrasepsiyon yöntemi seçmelidirler. Mikrozomal enzim indüksiyonu yapan ilaçlar ile birlikte kullanımları süresince ve tedavinin kesilmesini takiben 28 gün boyunca bariyer yöntemi kullanmalıdırlar. Antibiyotik tedavisi (rifampisin ve griseofulvin dışında) alan kadınlar, ilacın sonlanmasını takiben 7 gün boyunca bariyer yöntemi kullanmalıdırlar. Eğer eş zamanlı tedavi kombine oral kontraseptif kutusundaki drajelerin bitiminden sonra devam ediyorsa, bir sonraki kutuya ara vermeden devam edilmelidir Oral kontraseptifler diğer ilaçların metabolizmaları ile etkileşebilmektedir. Buna bağlı olarak plazma ve doku konsantrasyonları etkilenebilir (ör. siklosporin). Not: Olası etkileşmeleri belirlemek amacıyla eşzamanlı kullanılacak ilacın prospektüsüne başvurulmalıdır. Laboratuvar Testleri Kontraseptif steroidlerin kullanılması, karaciğer, tiroid, adrenal ve renal fonksiyonların biyokimyasal parametrelerini, kortikosteroid bağlayıcı protein ve lipid/lipoprotein fraksiyonları gibi (taşıyıcı) proteinlerin plazma düzeylerini ve karbonhidrat metabolizması, koagulasyon ve fibrinoliz parametrelerini içeren bir grup laboratuvar testinin sonuçlarını etkileyebilir. Değişiklikler genellikle normal laboratuvar değerleri sınırları içinde kalır.

GINERA 21 DRAJE Yan Etkileri

GINERA 21 DRAJE Yan Etkileri

Kombine oral kontraseptiflerin kullanımıyla ilişkilendirilen en ciddi yan etkiler 'Uyarılar/Önlemler' bölümünde ele alınmıştır. Aşağıdaki diğer yan etkiler kombine oral kontraseptif kullanıcılarında bildirilmiş ve ilişkileri ne doğrulanmış ne de yanlışlığı kanıtlanmıştır. Meme hassasiyet, ağrı, salgı Santral sinir sistemi başağrısı, migren, libidoda değişiklikler, depresif duygu durumu, duygu durum değişiklikleri  Gastrointestinal sistem bulantı, kusma, diğer gastrointestinal yakınmalar.  Deri çeşitli deri hastalıkları (ör: döküntü, eritema nodozum,eritema multiforme).  Ürogenital sistem vaginal salgıda değişiklikler  Gözler kontakt lense toleranssızlık  Çeşitli sıvı tutulumu, vücut ağırlığında değişiklik,aşırı duyarlılık reaksiyonu BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

GINERA 21 DRAJE Uyarılar Önlemler

GINERA 21 DRAJE Uyarılar Önlemler

Aşağıda tanımlanan durumlardan ya da risk faktörlerinden herhangi biri mevcutsa kombine oral kontraseptif kullanımının yararı ve olası riskleri her bir kadın için ayrıca karşılaştırılmalı ve kullanıma başlamadan önce tartışılmalıdır. Aşağıdaki durumların ya da risk faktörlerinin herhangi birinin alevlenmesi, tekrarlaması ya da ilk kez ortaya çıkması durumunda kullanıcı hekimine başvurmalıdır. Kullanımın devamına ya da kesilmesine hekim karar vermelidir. Dolaşım bozuklukları Epidemiyolojik çalışmalar kombine oral kontraseptif kullanımı ile miyokard enfarktüsü, inme, derin ven trombozu ve pulmoner emboli gibi arteriyel ve venöz, trombotik ve tromboembolik hastalık riskindeki artış arasında bir ilişki olduğunu ileri sürmüştür. Ancak bu durumlara nadiren rastlanır. Derin ven trombozu ve/veya pulmoner emboli şeklinde ortaya çıkan venöz tromboemboli tüm kombine oral kontraseptiflerin kullanımı sırasında ortaya çıkabilmektedir. Oral kontraseptif kullanmayanlardaki yaklaşık venöz tromboemboli insidansı 10.000 kadın yılında 0.5-3 iken, düşük doz estrogen içeren (<0.05 mg etinilestradiol) kombine oral kontraseptif kullanıcılarındaki bu oran 10.000 kadın yılında 4'tür. Gebelikle ilişkili venöz tromboemboli insidansı 10.000 gebe kadın yılında 6'dır. Trombozun hepatik, mezenterik, renal, serebral veya retinal venler ve arterler gibi diğer kan damarlarında oluştuğu oldukça nadir olarak bildirilmiştir. Bu olayların kombine oral kontraseptif kullanımı ile ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceği konusunda bir görüş birliği yoktur. Venöz ya da arteriyel trombotik/tromboembolik olaylar veya serebrovasküler bir olay şu bulgularla beraber olabilir::Bacakta tek taraflı ağrı ve şişme; sol kola yayılmasa da göğüste ani şiddetli ağrı; ani nefes alma güçlüğü; ani öksürük başlangıcı; alışılmadık, şiddetli, uzamış baş ağrısı; ani kısmi ya da tam görme kaybı; diplopi; bozulmuş konuşma veya afazi; vertigo; fokal belirtileri olan veya olmayan koma; vücudun bir yarısını ya da bir kısmını birdenbire etkileyen zayıflık veya çok belirgin uyuşukluk; motor bozukluklar, akut batın. Venöz veya arteriyel trombotik / tromboembolik durumlar ya da serebrovasküler olay riski aşağıdaki faktörlerle artar: - Yaş - Sigara (çok sigara içme ve ilerleyen yaşla, özellikle 35 yaşın üzerindeki kadınlarda risk daha fazla artar) - Pozitif aile öyküsü (bir kardeşte ya da anne-babada daha erken yaşlarda venöz veya arteriyel tromboemboli). Eğer kalıtsal bir predispozisyondan şüphelenirse, kombine oral kontraseptif kullanımına karar verilmeden önce bir uzmana danışılmalıdır. - Obesite (vücut ağırlık indeksinin 30 kg/m2 üzerinde olması) - Dislipoproteinemi - Hipertansiyon - Migren; - Kalp kapak hastalığı - Atriyal fibrilasyon - Uzun süreli immobilizasyon, majör cerrahi girişim, bacaklara herhangi bir cerrahi girişim, majör travma. Bu durumlarda kombine oral kontraseptif kullanımının (elektif cerrahi girişim durumunda 4 hafta önceden olmak üzere) kesilmesi ve tamamen remobilize olunmasını takiben 2 haftadan önce başlanmaması önerilebilir. Variköz venlerin ve yüzeysel tromboflebitin venöz tromboembolideki olası rolü konusunda görüş birliği yoktur. Puerperium süresince söz konusu olacak tromboemboli riski gözönüne alınmalıdır (Gebelik ve laktasyon için ilgili bölüme bakınız). Dolaşım sisteminin advers olayları ile ilişkilendirilebilecek diğer durumlar arasında diabetes mellitus, sistemik lupus eritematozus, hemolitik üremik sendrom, kronik enflamatuvar barsak hastalığı (Crohn hastalığı veya ülseratif kolit) ve orak hücreli anemi vardır. Kombine oral kontraseptif kullanımı sırasında migren sıklığı veya şiddetinde (serebrovasküler bir olayın öncüsü olabilecek) bir artış kullanımı derhal kesmek için bir neden olabilir. Venöz veya arteriyel trombozun kalıtsal veya edinilmiş predizpozisyonunun göstergesi olabilecek biyokimyasal faktörler arasında aktive protein C (APC) rezistansı, hiperhomosisteinemi, antitrombin-III yetersizliği, protein C yetersizliği, protein S yetersizliği ve antifosfolipid antikorları (antikardiyolipin antikorları, lupus antikoagulanı) vardır. Risk/yarar karşılaştırmasını yaparken hekim herhangi bir durumun uygun tedavisinin tromboz riskini azaltacağını ve gebelik sırasındaki tromboz riskinin düşük dozlu (<0.05 mg etinilestradiol) kombine oral kontraseptif kullanımı ile birlikte olandan daha yüksek olduğunu göz önüne almalıdır. Tümörler Bazı epidemiyolojik çalışmalarda uzun süre kombine oral kontraseptif kullananlarda servikal kanser riskinin arttığı bildirilmiştir. Ancak bu bulguların cinsel davranış ve human papilloma virusu (HPV) gibi diğer faktörlerin yanıltıcı etkileri ile hangi noktaya kadar ilişkilendirilebileceği konusundaki tartışma halen sürmektedir. 54 epidemiyolojik çalışmanın meta analizi sonucu halen kombine oral kontraseptif kullanan kadınlarda tanı konan meme kanseri relatif riskinde hafif bir artış saptanmıştır (RR=1.24). Bu artmış risk kombine oral kontraseptifin kesilmesini takiben on yıl içinde azalarak kaybolmaktadır. Meme kanseri 40 yaşın altındaki kadınlarda nadir olduğundan, halen kombine oral kontraseptif kullanan ya da kullanmış olanlarda konulan meme kanseri tanılarındaki artış, tüm meme kanseri riski ile karşılaştırıldığında düşüktür. Anılan çalışmalar nedensellik ilişkisi konusunda kanıtlar getirmemektedir. Gözlenen artmış risk paterni, kombine oral kontraseptif kullanıcılarında meme kanserinin daha erken tanınmasına, kombine oral kontraseptiflerin biyolojik etkilerine veya ikisinin kombinasyonuna bağlı olabilir. Kombine oral kontraseptif kullanmış olanlarda tanı konan meme kanserleri hiç kullanmamış olanlara göre klinik olarak daha az ilerlemiş olma eğilimi gösterir. Kombine oral kontraseptif kullananlarda, nadir olgularda iyi huylu, ileri derecede nadir olgularda da habis karaciğer tümörleri gözlenmiştir. Sınırlı olguda bu tümörler ciddi intraabdominal kanamalara sebep olmuştur. Kombine oral kontraseptif kullanan kadınlarda şiddetli üst batın ağrısı, karaciğer büyüklüğü veya batın içi kanama belirtileri söz konusu olduğunda, bir karaciğer tümörü ayırıcı tanıda göz önüne alınmalıdır. Diğer durumlar Hipertrigliseridemi varlığı ya da aile öyküsü kombine oral kontraseptif kullanımında artmış pankreatit riskine neden olabilir. Kombine oral kontraseptif kullanan birçok kadında kan basıncında küçük artışlar bildirilmişse de, klinik açıdan önemli artışlar nadirdir. Ancak kombine oral kontraseptif kullanımı sırasında, klinik olarak anlamlı ve geçmeyen hipertansiyon gelişmesi durumunda hekimin kombine oral kontraseptifi kesmesi ve hipertansiyonu tedavi etmesi uygun olur. Eğer normotansif değerler antihipertansif tedavi ile sağlanabiliyorsa ve uygun bulunursa kombine oral kontraseptif kullanımına tekrar başlanabilir. Aşağıdaki koşulların hem gebelikte hem de kombine oral kontraseptif kullanımı ile bozulduğu bildirilmiştir, ancak kombine oral kontraseptif kullanımı ile ilişkili kanıtlar yetersizdir: Sarılık ve/veya kolestazise bağlı kaşıntı, safra taşı oluşumu, porfiri, sistemik lupus eritematozus, hemolitik üremik sendrom, Sydenham koresi, herpes gestationis, otoskleroza bağlı duyma kaybı. Karaciğer fonksiyonlarının akut veya kronik bozulmaları, karaciğer fonksiyon testlerinin normale dönmesine kadar kombine oral kontraseptif kullanımının kesilmesini gerektirebilir. İlk kez gebelikte ya da daha önce seks steroidlerinin kullanımı sırasında oluşmuş olan kolestatik sarılığın tekrarlaması kombine oral kontraseptif kullanımının sonlandırılmasını gerektirir. Kombine oral kontraseptifler periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerinde etkili olabiliyorsa da, düşük dozlu (<0.05 mg etinilestradiol) kombine oral kontraseptif kullanan bir diyabetik hastada tedavi rejiminde değişiklikler yapma gerekliliğini gösteren bir kanıt yoktur. Ancak, kombine oral kontraseptif kullanan diyabetik kadınlar dikkatle gözlenmelidir. Crohn hastalığı ve ülseratif kolit kombine oral kontraseptif kullanımı ile ilişkilendirilmiştir. Kloazma, özellikle kloazma gravidarum öyküsü olan kadınlarda bazen gelişebilir. Kloazmaya eğilimi olan kadınlar kombine oral kontraseptif kullandıkları sürece güneşe veya ultraviyole ışınlarına maruz kalmaktan kaçınmalıdırlar.  Azalmış etkinlik Kombine oral kontraseptiflerin etkinliği draje alımı unutulduğunda (Bkz. Draje alımı unutulduğunda), mide-barsak bozuklukları olması halinde (Bkz. Mide-barsak bozuklukları durumunda), ya da eş zamanlı ilaç tedavilerinde (Bkz. İlaç Etkileşimleri) azalabilir.  Azalmış siklus kontrolü Tüm kombine oral kontraseptiflerde, özellikle kullanımın ilk aylarında düzensiz kanamalar (lekelenme veya ara kanamaları) gelişebilir. Bu nedenle herhangi bir düzensiz kanamanın değerlendirilmesi yaklaşık 3 siklusluk bir adaptasyon süresinden sonra anlamlıdır. Eğer kanama düzensizliği devam eder veya kanamalar düzenliyken ortaya çıkarsa non-hormonal etkenler göz önüne alınmalı ve malignite veya gebeliğin ekarte edilmesi için kürtajın da dahil olabileceği uygun tanısal girişimlerde bulunulmalıdır. Bazı kadınlarda draje alınmayan dönemde çekilme kanaması oluşmayabilir. Eğer kombine oral kontraseptif, �Kullanım Şekli ve Dozu� bölümünde belirtilen şekilde kullanıldıysa kadının gebe olması beklenmemektedir. Ancak kombine oral kontraseptif, ilk gerçekleşmeyen çekilme kanamasından önce kullanım kurallarına uygun kullanılmadıysa ya da çekilme kanaması iki kez gerçekleşmediyse kombine oral kontraseptif kullanımına devam etmeden önce gebelik ekarte edilmelidir. Gebelik ve laktasyon Ginera'nın gebelikte kullanımı endike değildir. Kullanım sırasında gebelik oluşması durumunda ilaç alımı durdurulmalıdır. Ancak yapılan yaygın epidemiyolojik çalışmalar ne gebeliğinden önce kombine oral kontraseptif kullanmış olan kadınların çocuklarında doğumsal defekt riskinde herhangi bir artışı ne de erken gebeliği süresince yanlışlıkla kombine oral kontraseptif kullanıldığında oluşan bir teratojenik etkiye işaret etmemiştir. Kombine oral kontraseptifler süt miktarında azalma ve bileşiminde değişikliğe yol açabileceğinden laktasyonu etkileyebilir. Bu yüzden emziren anne bebeğini sütten kesinceye kadar kombine oral kontraseptif kullanımı genellikle önerilmemelidir. Kontraseptif steroidler ve metabolitleri küçük miktarlarda süte geçebilir ancak bunun bebek sağlığını olumsuz etkilediğine ilişkin bir kanıt yoktur. Gebelik kategorisi X'tir

GINERA 21 DRAJE

GINERA 21 DRAJE Formulü

Her bir draje 0.075 mg Gestoden ve 0.03 mg Etinilestradiol içerir. Yardımcı maddeler Sodyum kalsiyum edetat Şeker

GINERA 21 DRAJE Kontrendikasyonları

Kombine oral kontraseptifler aşağıda belirlenen durumlarda kullanılmamalıdır. İlk kez kombine oral kontraseptif kullanırken aşağıdaki durumlardan herhangi birinin görülmesi halinde kullanım derhal durdurulmalıdır. Venöz veya arteriyel trombotik/tromboembolik olayların (örneğin derin ven trombozu, pulmoner emboli, miyokard enfarktüsü) veya serebrovasküler bir olayın varlığı ya da öyküsü) Bir tromboz prodromunun varlığı ya da öyküsü (örneğin geçici iskemik atak, angina pektoris) Fokal nörolojik semptomlu migren öyküsü Damar tutulumlu diabetes mellitus Venöz veya arteriyel tromboz için risk oluşturan şiddetli veya çok sayıda faktörün varlığı bir kontrendikasyon oluşturabilir. (Bkz. Uyarılar/Önlemler) Pankreatit veya şiddetli hipertrigliseridemi ile bağlantılı pankreatit öyküsü. Şiddetli karaciğer hastalığı varlığı veya (karaciğer fonksiyon değerleri normale dönmedikçe) öyküsü Benign veya malign karaciğer tümörü varlığı ya da öyküsü Eğer seks steroidlerinden etkileniyorsa genital organların veya memenin bilinen ya da şüpheli malign hastalıkları Tanı konmamış vaginal kanama Gebelik varlığı ya da şüphesi Aktif ya da yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlık

BECOVİGEN 20 DRAJE

BECOVİGEN 20 DRAJE Endikasyonları

Ameliyat öncesi ve sonrası, aşırı sinirlilik, depresyon, gebelik bulantı ve kusmaları, irritabilite, kemoterapi, kronik alkolizm, nekahat, yaşlılık, yorgunluk gibi B vitamini gereksinimlerinde endikedir.

BECOVİGEN 20 DRAJE Kontrendikasyonları

Preparatın bileşimindeki maddelerden birine aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.

BECOVİGEN 20 DRAJE Uyarılar Önlemler

Hipervitaminöze dikkat etmelidir. Gebelerde yüksek dozda kullanılmamalıdır. Preparat bileşiminde bulunan B2 vitamini idrarı sarıya boyar.

BECOVİGEN 20 DRAJE Yan Etkileri

Bazı hastalarda ağız ve boğazda Candidiasis görülebilir. Bu yan etkinin insidansı beklometazon dipropiyonatın günlük 400 mikrogramın üstündeki dozlarında daha yüksektir. Daha önce geçirilmiş bir enfeksiyonu gösteren, Candida presipitin kan düzeyleri yüksek olan hastalarda bu komplikasyonun gelişmesi daha muhtemeldir. Böyle hastalara inhaleri kullandıktan sonra ağızlarını su ile çalkalamaları tavsiye edilir. Semptomatik Candidiasis beklometazon dipropiyonat inhaler tedavisine devam edilirken lokal antifungaller ile tedavi edilebilir. Bazı hastalarda, beklometazon dipropiyonat inhalasyonu ses kısıklığı veya boğaz tahrişine neden olabilir. İnhalasyonu takiben ağzın su ile çalkalanması yararlı olabilir. Diğer inhalasyon tedavilerinde olduğu gibi, dozu takiben hemen hırıltı (wheezing) artışı ile paradoksal bronkospazm görülebilir. Bu durum hızlı etkili bir bronkodilatör ile tedavi edilmelidir. Beklometazon dipropiyonat hemen kesilmeli ve hasta kontrol edilmeli ve gerekli ise alternatif tedavi uygulanmalıdır.

BALYA Uyarılar Önlemler

BALYA Uyarılar Önlemler

Tavsiye edilen günlük doz üzerine çıkılmamalıdır. Hipervitaminoza karşı dikkatli olunmalıdır.

Yan Etkileri

Bilinen bir yan veya istenmeyen etkisi yoktur. Beklenmeyen etki görüldüğünde doktorunuza başvurunuz.

Dozu Kullanma

Erişkinlerde 1-3 kapsül/gün Çocuklarda ve emziren annelerde 1 kapsül/gün dozda kulanılır.

BALYA 50 KAPSÜL

BALYA 50 KAPSÜL

Vitamin A,5.000 IU Vitamin D3,400 IU

BALYA 50 KAPSÜL Endikasyonları

A ve D vitamini gereksinimi, çocukların büyüme geriliği, diş çıkarma dönemleri, emzirme, gebelik, laktasyon, lohusalık, nekahat, raşitizmde endikedir. C vitamini ile birlikte enfeksiyonlara karşı koruyucu olarak da kullanılabilir.

BALYA 50 KAPSÜL Kontendikasyonları

Bilinen bir kontredikasyonu yoktur. Bileşimindeki maddelerden herhangi birine aşırı hassasiyet gösteren kişilerce kullanılmamalıdır.

ETOL FORT Kullanma Talimatı

ETOL FORT Kullanma Talimatı

Etol Fort Film Tablet, romatizmal hastalıklarda; genel olarak günde 2 kez 400 mg dozunda, akut enflamatuvar ve ağrılı olgularda ise; günde 3 kez 400 mg dozunda kullanılır. Maksimum günlük doz 1200 mg'dır. 60 kg veya daha hafif hastalarda Etol Fort Film Tablet'in günlük total dozu 20 mg/kg'ı aşmamalıdır. Etol Fort Film Tablet'in yemeklerle birlikte 1 bardak su ile alınması önerilir. 15 yaşın altında çocuklarda güvenilirliği belirlenmediğinden kullanılmamalıdır. Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekmez. AŞIRI DOZ Hasta kusturulur ya da gastrik lavaj yapılır. Aktif kömür verilir. Destekleyici genel tedavi prensipleri uygulanır.

ETOL FORT Etkileşimler

ETOL FORT Etkileşimler

Etol Fort Film Tablet yüksek oranda proteinlere bağlandığından birlikte kullanımları sırasında proteinlere yüksek oranda bağlanan diğer ilaçların (antikoagülanların) dozlarında ayarlama yapmak gerekir. -Etodolak'ın glyburide(glibenclamide) ile birlikte kullanımında belirgin bir farmakokinetik ya da farmakodinamik etkileşme görülmemiştir. -Etodolak�ın, diğer NSAİ İlaçlar gibi, renal prostaglandinler üzerine olan etkileri nedeniyle; siklosporin, digoksin, lityum ve metotreksat ile birlikte kullanımı, söz konusu ilaçların eliminasyonunda değişikliğe yol açabilir ve sonuçta bu ilaçların serum düzeylerinde oluşan yükselmeler toksisite artışına neden olabilir. Siklosporin, digoksin, lityum ve metotreksat ile birlikte Etodolak ya da başka bir NSAİ ilaç kullanan hastalar (özellikle böbrek fonksiyonları bozulmuş olanlar), söz konusu ilaçlara bağlı spesifik toksisite gelişmesi açısından gözlenmelidir. -Kardiyak, renal veya hepatik yetmezliği olan, diüretik kullanan hastalarda Etodolak dikkatle kullanılmalıdır. - Etodolak aşağıdaki ilaçlarla birlikte kullanıldığında aditif etkileşmeye neden olur. - Tiklopidinin trombositler üzerindeki antiagregan etkisini artırır. Birlikte kullanım sıra- sında kanama zamanı takip edilmelidir.Diğer non-steroidal antienflamatuvar ajanlarla birlikte kullanıldığında ülser ve hemoraji riski artar. - Etodolak'ın fenitoin ile birlikte kullanımında belirgin bir farmakokinetik etkileşme görülmemiştir. - Erlich reaktifi ile bilirübin tayini (idrarda Etodolak'ın fenolik metabolitlerinin bu- lunması nedeni ile) yanlış pozitif sonuç verebilir.

ETOL FORT Yan Etkileri

ETOL FORT Yan Etkileri

Gastrointestinal : Bulantı, epigastrik ağrı, diyare, gaz, konstipasyon görülebilir. Bu etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Yapılan çalışmalarda Etodolak'ın diğer non-steroidal antienflamatuvar ilaçlara oranla gastrointestinal sistemde daha az kanamaya neden olduğu saptanmıştır. Hipersensitivite reaksiyonları: *Dermatolojik (döküntü, kaşıntı) *Respiratuvar( aspirin veya diğer non-steroidal antienflamatuvar ilaçlarla tedavi sırasında astma, rinit ve ürtiker gelişmiş kişilerde astma krizleri gelişebilir). Hepatik: Serum transaminazlarında hafif ve geçici yükselmeler olabilir. Nörolojik: Baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk görülebilir.

ETOL FORT Uyarılar Önlemler

ETOL FORT Uyarılar Önlemler

Diğer NSAİ İlaçlar gibi Etodolak trombosit fonksiyonunu azaltabilir. Özellikle antikoagülan tedavi gören hastalar gastrointestinal belirtiler yönünden takip edilmeli, kanama meydana gelmiş ise tedavi kesilmelidir. Etol Fort Film Tablet 15 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır. Kalp yetmezliği olanlarda, sirotik ve nefrotiklerde, diüretik alanlarda, kronik renal ve hepatik yetmezliği olanlarda ve özellikle yaşlı kişilerde tedavinin başlangıcında renal ve hepatik fonksiyonların gözlenmesi gereklidir. Prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçlar gebe hayvanlarda distosiye ve doğumun gecikmesine neden olabilir. Bazı prostaglandin sentetaz inhibitörleri ductus arteriosus'un erken kapanmasına neden olabilir. Güvenilirliği saptanmadığından hamilelerde ve emzirenlerde kullanılmamalıdır.

ETOL FORT 400 MG 28 FİLM TABLET

Bir Etol Fort Film Tablet 400 mg Etodolak ve boyar madde olarak titanyum dioksit ve kırmızı demir oksit içerir.

* Osteoartrit, * Romatoid artrit, * Ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklarda , * Orta ve hafif şiddetteki ağrıların giderilmesinde (yumuşak doku enflamasyonlarına bağlı ağrılar, adele ağrıları, diş ağrıları ve dental cerrahi girişim sonrası ağrılar, dismenore, vasküler kökenli baş ağrıları gibi) kullanılır.

Etol Fort Film Tablet, Etodolak'a duyarlı kişilerde, peptik ülser hikayesi olan veya aktif peptik ülserli hastalarda kullanılmamalıdır. Olası bir kros-reaksiyondan dolayı aspirin veya diğer non-steroidal antienflamatuvar ilaçlarla tedavi sırasında astma, rinit veya ürtiker gelişen hastalarda da kullanılmamalıdır.

DEBRIDAT Yan Etkileri

DEBRIDAT Yan Etkileri

Ender olarak, kütane reaksiyonlar, baş dönmesi ve uyuklama hali.

DEBRIDAT Kullanımı

DEBRIDAT Kullanımı

Tablet, günde 3 kez 1-2 tablet; fort tablet, günde 3 kez 1 tablet; süspansiyon 6 aya kadar olan çocuklarda günde 2-3 kez 1/2 ölçek, 6 ay-1 yaş arası günde 2 kez 1 ölçek, 1-5 yaş arası günde 3 kez 1 ölçek, 5 yaşından büyük çocuklar günde 2-3 kez 1/2 ölçek, 6 ay-1 yaş arası günde 2 kez 1 ölçek, 1-5 yaş arası günde 3 kez 1 ölçek, 5 yaşından büyük çocuklar günde 3 kez 2 ölçek, erişkinler günde 3 kez 2-4 ölçek.

DIDERAL Etkileşimler

DIDERAL Etkileşimler

Birlikte kullanıldığında, digoksin ve metotreksat'ın serum düzeyleri yükselebilir, siklosporin'in nefrotoksisitesi artabilir. Diklofenak Sodyum, lityum'un renal klerensini azaltarak, lityum plazma düzeyini arttırabilir. Direkt bir sebep ilişkisi ortaya konmamış olmakla birlikte ; insülin ya da hipoglisemik ajan kullananlarda, bu ilaçların dozunu yeniden ayarlamak gerekebilir. Diüretiklerin aktivitesini inhibe edebilir ; potasyum tutucu diüretikler ile birlikte kullanıldığında, serum potasyum düzeyi izlenmelidir. Genel bir uygulama olarak ; diğer enjektabl çözeltiler ile karıştırarak verilmemelidir. Diğer NSAI ve glukokortikoid ilaçlarla birlikte kullanıldığında yan etkiler artabilir. Diğer NSAI ilaçlarda olduğu gibi yüksek dozda (200 mg'ın üzeri) kullanılan Diklofenak Sodyum trombosit agregasyonunu geçici olarak inhibe edebilir. Bütün diğer NSAI ilaçlarda olduğu gibi, Metotreksat ile aynı dönemde kullanıldığında,Metotreksat alındıktan 24 saat önce ve sonra Diklofenak Sodyum dikkatle uygulanmalıdır.

DIDERAL Uyarılar Önlemler

DIDERAL Uyarılar Önlemler

Bronkospazma yol açabilir. Bronşiyal astım, allerjik rinit, 1.dereceden A. Angina pektorisli hastalarda ilaç aniden kesilmemelidir. Kalp rezervinin fakir olduğu miyokard yetersizliklerinde hasta dijitalize edilmelidir. Gelişen tirotoksikoz ve hiperglisemi belitilerini maskeliyebilir. Wolf-Parkinsonda pacemaker gerektirecek bradikardi oluşabilir. Muhtemel bir blokaja engel olmak için feokromstoma dışında ameliyattan 48 saat önce kullanılmaz. Gebelerde mutlak gerekmedikçe kullanılmaz. Renal ve hepatik yetersizlikde ve reserpinle birlikte kullanımlarda dikkatli olunmalıdır.

DIDERAL Yan Etkileri

DIDERAL 40 MG 50 TABLET

Baş dönmesi, bulantı, kusma, halsizlik, sersemlik, yorgunluk ve uyku hali gibi yan etkiler görülebilir.

DIDERAL Kullanımı

DIDERAL 40 MG 50 TABLET

Hipertansiyonda 2x40mg/gün dozda başlanır, idame dozu 2x60-120mg/gün'dür. Angina pektoriste yemeklerden ve yatarken 3-4x10-20mg/gün'dür. (optimum doz 150mg ve max doz 320mg) Aritmide yemeklerden önce ve yatarken 3-4x10-30mg/gün'dür, Migrende 2-3 eşit kısımda 80mg/gün dozda başlanır ve idame dozu 2-3x80mg/gün'dür, Hipertrofik subaortik stenozda 3-4x2-40mg/gün, Feokromsitomada ameliyat öncesi 3 gün süreyle 60mg/gün (3-4 eşit dozda) ve ameliyat edilmeyen tümörlerde ise 3x10mg/gün dozda kullanılır.

IBUFEN ŞURUP Uyarılar Önlemler

IBUFEN ŞURUP Uyarılar Önlemler

Gebelikde ve laktasyonda kullanılmaz. Kumarin tipi antikoagülanlarla birlikte kullanılmaz. Tedavi sırasında görme bozukluğu, bulanık görme, skotomata ve renk belirlenmesinde karışıklık görüldüğünde tedaviye ara verilir Hipertansiyon, kalp dekompansasyonu, kanama meyli, renal ve hepatik yetmezlik ve peptik ülserde dikkatle kullanılmalıdır. Aspirine duyarlı kişilerde kullanılmaz.

IBUFEN 100 ML ŞURUP Endikasyonları

IBUFEN 100 ML ŞURUP


Juvenil artritte dahil romatimal hastalıklar ve iskelet kas sistemi hastalıklarıda analjezik ve antienflamatuar olarak, dismenore gibi hafif ve orta şiddetli ağrılarda, postoperatif ağrılarda ve çocuklarda analjezik, antipiretik olarak endikedir.

LİPİTOR 80 MG 30 FİLM TABLET

LİPİTOR 80 MG 30 FİLM TABLET

İlaç Formulü

Her bir film kaplı tablet, 40 mg atorvastatine eşdeğer atorvastatin kalsiyum ve boyar madde olarak titanyum dioksit içerir.

Endikasyonları

LIPITOR, primer hiperkolesterolemi, heterozigot familyal ve non-familyal hiperkolesterolemi ve kombine (miks) hiperlipidemili (Fredrikson Tip IIa ve IIb) hastalarda yükselen total kolesterol, LDL-kolesterol, apolipoprotein B ve trigliseridlerin düşürülmesinde ve HDL - kolesterolün yükseltilmesinde diyete yardımcı olmak üzere endikedir. LIPITOR yüksek serum trigliserid seviyeleri olan (Fredrikson Tip IV) hastalarda ve tek başına diyete cevap vermeyen disbetalipoproteinemili (Fredrikson Tip III) hastalarda diyete yardımcı olmak üzere endikedir. LIPITOR, ayrıca diyete ve diğer non-farmakolojik önlemlere yanıtın yetersiz olduğu durumlarda, homozigot familyal hiperkolesterolemili hastalarda total kolesterol ve LDL kolesterolün düşürülmesinde endikedir.

Kontrendikasyonları

LIPITOR; bu ilacın herhangi bir komponentine aşırı duyarlılığı olan, aktif karaciğer hastalığı olan veya devamlı olarak normal üst limiti 3 kat aşan açıklanamayan serum transaminaz yükselmesi olan hastalarda, hamile, emziren ve uygun kontraseptif yöntemleri kullanmayan çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda kontrendikedir. Atorvastatin, çocuk doğurma yaşında olan kadınlarda, sadece gebe kalması büyük ölçüde mümkün görülmeyenlerde ve fetüse olabilecek potansiyel zararlar konusunda bilgilendirildiğinde kullanılmalıdır.

Uyarılar Önlemler

Karaciğere Etkileri Aynı sınıfa dahil diğer lipid düşürücü ajanlarda olduğu gibi, atorvastatin tedavisini takiben serum transaminazlarında orta derecede yükselmeler (normal (ULN) üst limitinin üç katından daha fazla) rapor edilmiştir. Hem pazarlama öncesi hem de pazarlama sonrasında atorvastatinin 10, 20, 40 ve 80 mg dozları ile yapılan bu klinik çalışmalarda, karaciğer fonksiyonları izlenmiştir. Atorvastatin alan hastaların %0.7'sinde serum transaminazlarında sürekli yükselme gözlenmiştir. Bu anormalliklerin insidansı 10, 20, 40 ve 80 mg dozlar için %0.2, %0.2, %0.6 ve %2.3 olmuştur. Atorvastatinin dozu azaltıldığında veya ilaç tedavisine ara verildiğinde veya tedavi kesildiğinde transaminaz seviyeleri tedavi öncesi değerlere döner, hastaların çoğu daha düşük dozlarda atorvastatin tedavisine sekelsiz devam edebilir. Tedavinin başlatılmasından önce ve sonra periyodik olarak karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır. Karaciğer hasarını düşündüren belirti ya da semptomları gelişen hastalara karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır. Artan transaminaz seviyeleri olan hastalar anormallik(ler) düzelene kadar takip edilmelidir. ALT veya AST'de normal üst sınırın 3 katından fazla bir artışın sürmesi halinde doz azaltılması veya atorvastatinin kesilmesi önerilir. Atorvastatin transaminaz seviyelerinde yükselmeye sebep olabilir (Bkz. Yan Etkiler). Atorvastatin önemli miktarlarda alkol kullanan ve/veya bir karaciğer hastalığı hikayesi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. İskelet Kasına Etkileri Atorvastatin ile tedavi edilen hastalarda miyalji bildirilmiştir. Belirgin olarak yüksek CPK seviyeleri (normal üst limitin (ULN) 10 katından fazla) ortaya çıkarsa ya da miyopati teşhis edilir veya bundan şüphelenilirse, atorvastatin tedavisi kesilmelidir. Miyopati riski bu sınıfa ait ilaçlar ile beraber siklosporin, fibrik asit türevleri, eritromisin, niasin veya azol antifungaller kullanıldığında artar. Bu durumda periodik kreatin fosfokinaz ölçümleri düşünülmelidir. (Bkz. İlaç Etkileşimleri) Atorvastatin kreatin fosfokinaz seviyelerinde yükselmeye sebep olabilir (Bkz. Yan Etkiler). Bu sınıftaki diğer ilaçlar gibi nadir vakalarda, miyoglobinüriye sekonder akut böbrek bozukluğu ile beraber rabdomiyoliz bildirilmiştir. Akut, miyopatiyi düşündürecek ciddi durumları olan hastalarda veya rabdomiyolize sekonder olarak böbrek yetmezliği oluşma eğilimini artıracak predispozan bir faktörü (örneğin, ciddi akut enfeksiyon, hipotansiyon, önemli cerrahi müdahale, travma, ciddi metabolik, endokrin ve elektrolit bozuklukları ve kontrol edilemeyen krizler) olan hastalarda atorvastatin tedavisi geçici olarak veya tamamen kesilmelidir. Hasta İçin Uyarılar: Özellikle halsizlik veya ateş ile beraber görünen açıklanamayan kas ağrısı, hassasiyeti veya zayıflığı olması durumunda hastaların durumu ivedilikle bildirmeleri öğütlenmelidir. Pediatrik kullanım: Bir pediatrik popülasyonda kullanım deneyimi, homozigot familyal hiperkolesterolemili 8 hastada bir sene boyunca günde 80 mg'a kadar atorvastatin dozuyla sınırlıdır. Bu hastalarda klinik veya biyokimyasal açıdan hiçbir anormallik bildirilmemiştir. Bu hastaların hiçbiri 9 yaşın altında değildi. Hamilelikte ve Emzirme Döneminde Kullanım Gebelik Kategorisi X. Atorvastatin gebelikte ve emzirme döneminde kontrendikedir. Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar uygun kontraseptif yöntemler kullanmalıdır. (Bkz.Kontrendikasyonlar) Araç ve Makina Kullanma Üzerine Etkileri Atorvastatin alan hastaların araç sürme ve tehlikeli makineleri kullanma yeteneklerinde herhangi bir bozulma olacağını düşündüren bildirilmiş hiçbir advers olay yoktur.

Yan Etkiler

Atorvastatin genelde iyi tolere edilir. Advers reaksiyonlar çoğunlukla hafif ve geçici olmuştur. Hastaların %2'sinden azı atorvastatine bağlanabilen yan etkiler nedeniyle klinik çalışmalardan çıkarılmıştır. Atorvastatin ile ilişkili olduğu düşünülen en sık görülen advers olaylar konstipasyon, gaz, dispepsi ve abdominal ağrıdır. Klinik araştırmalarda gözlenen advers olaylar: Atorvastatinin placebo kontrollü klinik çalışmalarında hastalarda %2 sıklıkta gözlenen ve atorvastatin ile nedensel bir ilişki değerlendirmesi yapılmamış advers olaylar aşağıdaki gibidir; Tüm vücut: Enfeksiyon, başağrısı, kazara yaralanma, soğuk algınlığı, abdominal ağrı, sırt ağrısı, alerjik reaksiyon, asteni. Sindirim sistemi: Konstipasyon, diyare, dispepsi, gaz. Solunum Sistemi: Sinuzit, farenjit. Deri: Döküntü İskelet kas sistemi: Artralji, miyalji. Aşağıdaki advers olaylar nedensel bir ilişki değerlendirmesi yapılmaksızın, klinik çalışmalarda atorvastatin ile tedavi edilen hastalarda bildirilmiştir. Hastalarda %2 sıklıkta gözlenen advers olaylar şunlardır: Göğüs ağrısı, bulantı, bronşit, rinit, uykusuzluk, sersemlik, artrit, üriner yol enfeksiyonu, periferik ödem. Aşağıdaki advers olaylar nedensel bir ilişki değerlendirmesi yapılmaksızın, klinik çalışmalarda atorvastatin ile tedavi edilen hastalarda bildirilmiştir. Hastalarda %2 sıklıkta gözlenen advers olaylar şunlardır: Tüm vücut: Yüz ödemi, ateş, boyun sertliği, halsizlik, fotosensitivite reaksiyonu ve yaygın ödem. Sindirim sistemi: Gastroenterit, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik, kolit, kusma, gastrit, ağız kuruluğu, rektal kanama, özefajit, eruktasyon , glossit, ağız ülserleri, anoreksi, iştah artışı, stomatit, safra kesesi ağrısı, chelitis, yutma güçlüğü, duodenal ülser, enterit, melena, diş eti kanaması, mide ülseri, tenesmus, ülseratif stomatit, hepatit, pankreatit, kolestatik sarılık. Solunum sistemi: Pnömoni, dispne, astım, burun kanaması. Sinir sistemi: Parestezi, uyuklama / uyku hali, unutkanlık, anormal rüya görme, libido azalması, duygusal değişkenlik, koordinasyon bozukluğu, periferal nöropati, torticollis, yüz felci, hiperkinezi, depresyon, hiperestezi ve hipertoni. İskelet kas sistemi: Bacak krampları, bursit, tenosinovit, kas güçsüzlüğü, tendon kontraktürü, miyozit. Deri: Kaşıntı, kontakt dermatit, alopesi, cilt kuruluğu, terleme, akne, ürtiker, egzema, sebore, deri ülserleri. Ürogenital sistem: İdrara çıkmada artış, sistit, hematüri, empotans, ağrılı idrar yapma, böbrek taşı oluşumu, noktüri, epididimit, fibrokistik meme, vajinal kanama, albüminüri, memelerde büyüme, metroraji, nefrit, üriner inkontinans, üriner retansiyon, idrara sıkışma hissi, anormal ejakülasyon, uterus kanaması. Özel duyular: Ambilopi, kulak çınlanması, göz kuruluğu, refraksiyon bozukluğu, göz hemorajı, sağırlık, glokom, parosmi, tat alamama, tat almada değişiklik. Kardiyovasküler sistem: Palpitasyon, vasodilatasyon, senkop, migren, postural hipotansiyon, flebit, aritmi, angina pektoris, hipertansiyon. Metabolik ve beslenme bozuklukları: Hiperglisemi, kreatin fosfokinaz artışı, gut, kilo alımı, hipoglisemi. Kan ve lenfatik sistem: Ekimoz, anemi, lenfadenopati, trombositopeni, peteşi. Atorvastatin tedavisi ile ilgili olarak pazarlama sonrasında bildirilmiş olan, yukarıda listelenmemiş ve nedensel bir ilişki değerlendirmesi yapılmamış advers olaylar arasında anafilaksi, anjiyonörotik ödem, bülloz döküntüler (eritema multiforme, Stevens Johnson Sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil olmak üzere) ve rabdomiyoliz yer almaktadır.

Etkileşimler

Bu gruptaki ilaçlarla tedavi sırasında; siklosporin, fibrik asit türevleri, eritromisin, azol antifungalleri veya niasinin birlikte uygulanmasıyla miyopati riski artar. (Bkz Uyarılar/ Önlemler: İskelet Kasına Etkileri) Digoksin: Atorvastatin 10 mg ve digoksinin multipl dozlarının birlikte uygulanması, kararlı hal plazma digoksin konsantrasyonlarını etkilememiştir. Ancak günde 80 mg atorvastatin uygulamasını takiben, digoksin konsantrasyonları yaklaşık %20 arttırmıştır. Digoksin alan hastalar dikkatlice izlenmelidir. Eritromisin/klaritromisin: Sitokrom P450 3A4'ün bilinen inhibitörleri olan eritromisinin (günde 4 kez, 500 mg) veya klaritromisinin (günde 2 kez 500 mg) atorvastatin ile birlikte uygulanması, yüksek plazma atorvastatin konsantrasyonlarıyla ilişkili bulunmuştur. (Bkz. Uyarılar/Önlemler - İskelet Kasına Etkileri) Azitromisin: Günde tek doz 10 mg atorvastatin ile günde tek doz 500 mg azitromisinin bereber uygulanması sonucunda atorvastatinin plazma konsantrasyonları değişmemiştir. Oral kontraseptifler: Noretindron ve etinil östradiol içeren bir oral kontraseptifle birlikte uygulama, noretindron ve etinil östradiole ait AUC değerlerinde sırasıyla yaklaşık %30 ve %20 artışa sebep olmuştur. Atorvastatin kullanan bir kadın için oral kontraseptif dozları seçilirken, bu artmış konsantrasyonlar göz önüne alınmalıdır. Kolestipol: Kolestipol atorvastatinle birlikte uygulandığında atorvastatinin plazma konsantrasyonları daha düşük olmuştur (yaklaşık %25). Bununla birlikte, atorvastatin ve kolestipolün birlikte uygulandığında görülen lipid etkileri, ilaçlardan herhangi biri tek başına verildiğinde görülenden daha fazla olmuştur. Antasit: Magnezyum ve alüminyum hidroksitleri içeren bir oral antasit süspansiyonun atorvastatinle birlikte uygulanması atorvastatinin plazma konsantrasyonlarını yaklaşık %35 azaltmıştır, bununla birlikte LDL-K azalması değişmemiştir. Varfarin: Varfarin ile etkileşim çalışması yapılmış ve klinik olarak anlamlı hiçbir etkileşim görülmemiştir. Simetidin: Simetidin ile etkileşim çalışması yapılmış ve klinik olarak anlamlı hiçbir etkileşim görülmemiştir. Amlodipin: Atorvastatin 80 mg ve amlodipin 10 mg beraber uygulanması, kararlı hal durumunda atorvastatinin farmakokinetiğini değiştirmemiştir. Proteaz İnhibitörleri: Atorvastatin ve sitokrom P4503A4'ün bilinen inhibitörleri olan proteaz inhibitörlerinin birlikte kullanılması, atorvastatin plazma konsantrasyonlarında artış ile sonuçlanmıştır. Antipirin: Atorvastatin, antipirin farmakokinetiğini etkilemez. Bu sebeple aynı sitokrom isoenzimleri ile metabolize olan ilaçlar ile etkileşim beklenmez. Terfenadin: Atorvastatin ve terfenadinin birlikte uygulanması, terfenadinin farmakokinetiği üzerine klinik olarak önemli bir etki yapmaz. Birlikte kullanılan diğer ilaçlar: Antihipertansif ajanlar ile ve östrojen replasman tedavilerinde atorvastatinin beraber kullanıldığı klinik çalışmalarda, klinik olarak önemli istenmeyen etkileşimlere ait kanıtlar bildirilmemiştir. Tüm spesifik ajanlara ait etkileşim çalışmaları mevcut değildir.

Dozu Kullanma

Genel - Atorvastatin tedavisine başlamadan önce hiperkolesteroleminin uygun bir diyet, egzersiz ve obez hastalarda kilo kaybı ile kontrol edilmesi ve altta yatan diğer medikal sorunların düzeltilmesi gereklidir. Hasta LIPITOR tedavisi boyunca standart bir kolesterol düşürücü diyete devam etmelidir. Tavsiye edilen başlangıç dozu günde bir defa 10 mg veya 20 mg'dır. . LDL-K'da yüksek derecede (%45'den fazla) azalma gereken hastalarda günde bir defa 40 mg ile başlanabilir. Doz aralığı günde bir defa 10 - 80 mg'dır. Dozlar günün herhangi bir saatinde yemekle birlikte veya ayrı olarak tek doz halinde verilebilir. Atorvastatinin başlangıç ve idame dozları tedavi amacı ve hasta yanıtı gibi (bkz NCEP kılavuzu) hasta karakteristiklerine göre ayarlanmalıdır. Tedavinin başlangıcı ve/veya titrasyonunu takiben lipid seviyeleri 2 - 4 hafta içinde değerlendirilmeli ve uygun olarak doz ayarlanmalıdır. Tedavinin hedefi LDL_K'yı düşürmek olduğu için, NCEP tedaviye başlangıç ve yanıtı değerlendirirken LDL-K değerlerinin kullanılmasını tavsiye etmektedir. Primer Hiperkolesterolemi ve Kombine (Miks) Hiperlipidemi 2 hafta içinde terapötik yanıt belirgin hale gelmiş ve genelde 4 hafta içinde maksimum yanıta ulaşılmıştır. Yanıt, kronik tedavi süresince devam etmiştir. a Koroner kalp hastalığı, diabetes mellitus veya periferik damar hastalığı (semptomatik karotid arter hastalığını ve abdominal aort anevrizmasını da içerir) b Koroner kalp hastalığı için diğer risk faktörleri şunlardır: yaş (erkek ³45, kadın ³ 55 veya östrojen replasman tedavisi görmeden erken menapoz), ailede erken koroner kalp hastalığı hikayesi, halen sigara kullanmak, hipertansiyon; doğrulanmış HDL-K < 40 mg/dL. Eğer HDL-K ³60 mg/dL ise bir risk faktörü çıkarınız c LDL-K seviyeleri 100-129 mg/dL olan koroner kalp hastalığı olanlarda, hekim ilaç tedavisine başlayıp başlamayacağına karar vermelidir. · İkiden fazla risk faktörü olanlarda 10 yıllık KKH riski > %20 ise LDL-K tedavi hedefi < 100mg/dl olmalıdır. Homozigot Familyal Hiperkolesterolemi Yetişkinler: Homozigot familyal hiperkolesterolemili hastalardaki sınırlı kullanımlı bir çalışmada, hastaların çoğu 80 mg'lık LIPITOR'a LDL'de %15'den daha büyük bir azalmayla (%18-%45) cevap vermiştir. Çocuklar: Bir pediatrik popülasyonda günde 80 mg'a kadar atorvastatin dozuyla tedavi deneyimi sınırlıdır. Karaciğer Yetmezliği olan hastalarda kullanım: (Bkz. Kontrendikasyonlar ve Uyarılar/Önlemler) Böbrek Yetmezliği olan Hastalarda Dozaj Böbrek hastalığının, atorvastatinin ne plazma konsantrasyonuna ne de LDL-K redüksiyonuna tesiri vardır. Bu nedenle doz ayarlanmasına gerek yoktur. Geriatrik Kullanım Emniyet, etkinlik ve lipid tedavi amaçlarına ulaşılmasında, yaşlı hastalar ve tüm popülasyon arasında hiç bir farklılık gözlenmemiştir (Bkz. Farmakokinetik Özellikler - Özel Populasyonlar). 70 yaş ve üzerindeki yetişkinlerde atorvastatinin 80 mg/gün'e kadar olan dozları ile tedavi deneyimi, 221 hastada değerlendirilmiştir. Lipitor''un bu populasyondaki emniyet ve etkinliği, 70 yaşın altındaki hastalarla benzer olmuştur. Doz Aşımı LIPITOR'un doz aşımı için spesifik tedavi bulunmamaktadır. Doz aşımının oluşması halinde, hasta semptomatik olarak tedavi edilmeli ve gereken destekleyici tedbirler alınmalıdır. Plazma proteinlerine fazlaca ilaç bağlanmasına bağlı olarak hemodiyalizin atorvastatin klirensini anlamlı olarak arttırması beklenmez.

LAMICTAL DC 2 MG ÇÖZÜNÜR 30 ÇİĞNEME TABLETİ

LAMICTAL DC 2 MG ÇÖZÜNÜR 30 ÇİĞNEME TABLETİ

Formulü

Bir tablet 100 mg lamotrijin içerir. Diğer maddeler: Sakarin sodyum, frenk üzümü aroması

Farmakodinamik özellikleri: Etki mekanizması: Farmakolojik araştırmaların sonuçları, lamotrijinin, voltaj kapılı sodyum kanalları için kullanıma-bağlı bir bloker olduğunu ortaya koymaktadır. Lamotrijin, nöron kültürlerinde, uzun süreli tekrarlayan uyarılarda, kullanıma ve voltaja bağlı bir blokaj meydana getirir ve glutamatın (epileptik nöbetlerin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynayan nörotransmiter) patolojik salıverilmesini inhibe etmenin yanında, glutamatın meydana getirdiği aksiyon potansiyel deşarjlarını da inhibe eder. Farmakodinamik etkiler: İlaçların merkezi sinir sistemi üzerindeki etkilerini değerlendirmek için tasarlanan testlerde, sağlıklı gönüllülere verilen 240 mg lamotrijin kullanımından elde edilen sonuçlar, plasebodan farklı olmamıştır, oysa hem 1000 mg fenitoin hem de 10 mg diazepam TM: Lamictal GlaxoSmithKline şirketler grubunun tescilli markasıdır. önemli ölçüde ince görsel motor koordinasyonu ve göz hareketlerini bozmuş, beden salınımlarını artırmış ve sübjektif sedatif etkiler yaratmıştı. Bir başka çalışmada, 600 mg tek doz oral karbamazepin önemli ölçüde ince görsel motor koordinasyonu ve göz hareketlerini bozarken, beden salınımalarını ve kalp atım hızını da artırmıştır, oysa 150 mg ve 300 mg dozlarındaki lamotrijinle elde edilen sonuçlar plasebodan farklı olmamıştır.

Farmakokinetik özellikler

Absorpsiyon: Lamotrijin önemli bir ilk geçiş metabolizması olmaksızın bağırsaktan hızla ve tamamen absorbe olur. Doruk plazma konsantrasyonları ilacın oral yoldan alınmasından yaklaşık 2.5 saat sonra meydana gelir. Maksimum konsantrasyona ulaşma süresi besinlerle alındığında hafif gecikirse de, absorpsiyon derecesi besinlerden etkilenmez. Farmakokinetiği test edilen en yüksek tekli doz olan 450 mg’a kadar lineerdir. Kararlı durum maksimum konsantrasyonu, kişiler arasında fazla değişkenlik gösterirse de aynı kişide konsantrasyon değişikliği çok azdır. Dağılım: Plazma proteinlerine bağlanma yaklaşık %55 oranındadır; plazma proteinlerinden ayrılmanın toksisiteyle sonuçlanma olasılığı hemen hiç yoktur. Dağılım hacmi 0.92 ila 1.22 L/kg arasında değişir. Metabolizma: Lamotrijinin metabolizmasından sorumlu enzimler olarak UDP-glukuronil transferazlar tanımlanmıştır. Lamotrijin kendi metabolizmasını doza bağlı olarak çok az indükler. Ancak, lamotrijinin diğer antiepileptik ilaçların (AEİ) farmakokinetiğini etkilediğine ilişkin kanıt bulunmamaktadır ve veriler lamotrijin ve P450 enzimleri tarafından metabolize edilen ilaçlar arasında etkileşimin olası olmadığını göstermektedir. Eliminasyon: Sağlıklı yetişkinlerde ortalama kararlı durum klirensi 39±14 mL/dak’dır. Lamotrijinin klirensi başlıca metaboliktir ve glukuronid konjugatı takiben idrarla elimine olur. %10’undan azı değişmemiş olarak idrarla atılır. İlaçla ilgili maddenin sadece %2 kadarı feçesle atılır. Klirensi ve yarı ömrü dozdan bağımsızdır. Sağlıklı yetişkinlerdeki ortalama eliminasyon yarı ömrü 24 ila 35 saat arasındadır. Gilbert Sendromu olan hastalarda yapılan bir çalışmada, ortalama görünen klirens normal kontrollerle karşılaştırıldığında %32 oranında azalmıştır, fakat değerler genel popülasyonun aralığı dahilindedir. Lamotrijinin yarı ömrü beraberinde kullanılan ilaçlardan büyük ölçüde etkilenir. Ortalama yarı ömrü karbamazepin ve fenitoin gibi glukuronidasyon-indükleyici ilaçlarla birlikte verildiğinde yaklaşık 14 saate düşmekte, tek başına valproat ile birlikte verildiğinde ortalama yaklaşık 70 saate çıkmaktadır (Bkz. Kullanım Şekli ve Dozu ve İlaç Etkileşmeleri).

Özel Hasta Popülasyonları: Çocuklarda: Vücut ağırlığına göre ayarlanmış klirens, çocuklarda yetişkinlerde olduğundan daha yüksektir ve en yüksek değerlere beş yaş altı çocuklarda ulaşılmaktadır. Lamotrijinin yarı ömrü çocuklarda yetişkinlerde olduğundan daha kısa olup karbamazepin ve fenitoin gibi enzim indükleyici ilaçlarla birlikte verildiğinde yaklaşık 7 saatlik bir ortalama değerdedir ve tek başına sodyum valproat ile birlikte uygulandığında 45 ila 50 saat arası ortalama değerlere ulaşmaktadır (Bkz. Kullanım Şekli ve Dozu). Yaşlılarda: Aynı deneylere katılan epilepsi hastası gençlerin ve yaşlıların dahil edildiği bir popülasyon farmakokinetik analizinden elde edilen klinik sonuçlar yaşlılarda lamotrijinin klirensinin klinik açıdan önemli derecede değişmediğini göstermiştir. Tek dozlardan sonra klirens 20. yaşta 35 mL/dak’dan 70. yaşta 31 mL/dak’ya %12 oranında azalmıştır. 48 haftalık tedaviden sonraki azalma, genç ve yaşlı gruplar arasında 41 mL/dak’dan 37 mL/dak’ya olmak üzere %10 olarak gerçekleşmiştir. Buna ilaveten, lamotrijin farmakokinetiği 150 mg’lık tek dozu takiben 12 sağlıklı yaşlı denekte incelenmiştir. Yaşlılardaki ortalama klirens (0.39mL/dak/kg), 30 ila 450 mg arası tek dozlar sonrası yaşlı olmayan yetişkinlerle yapılan 9 çalışmadan elde edilen ortalama klirens (0.31 - 0.65 mL/dak/kg) değerleri arasında bulunmaktadır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda: Kronik böbrek yetmezliği olan 12 gönüllüye ve hemodiyalize giren bir başka 6 bireye birer tek doz 100 mg lamotrijin verilmiştir. Ortalama CL/F sağlıklı gönüllülerdeki 0.58 mL/dak/kg ile karşılaştırıldığında, 0.42 mL/dak/kg (kronik böbrek yetmezliği), 0.33 mL/dak/kg (hemodiyaliz arasında) ve 1.57 mL/dak/kg (hemodiyaliz sırasında) olarak gerçekleşmiştir. Ortalama plazma yarı ömrü sağlıklı gönüllülerdeki 26.2 saat ile karşılaştırıldığında, 42.9 saat (kronik böbrek yetmezliği), 57.4 saat (hemodiyaliz arasında) ve 13.0 saat (hemodiyaliz sırasında) olarak gerçekleşmiştir. Ortalama olarak, vücutta mevcut olan lamotrijin miktarının yaklaşık %20’si (aralık = 5.6 - 35.1) 4 saatlik bir hemodiyaliz sırasında elimine edilmiştir. Bu hasta popülasyonu için, başlangıç lamotrijin dozları hastaların antiepileptik ilaç rejimine dayandırılmalıdır; azaltılmış idame dozları, anlamlı böbrek fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda etkili olabilir. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda: Çeşitli derecelerde karaciğer yetmezliği olan 24 denek ve kontrol grubu olarak 12 sağlıklı denek üzerinde tek dozluk bir farmakokinetik çalışma gerçekleştirilmiştir. Lamotrijinin medyan görünür klirensi Derece A, B veya C (Child-Pugh Sınıflandırması) karaciğer yetmezliği olan hastalarda sırasıyla 0.31, 0.24 veya 0.10 mL/dak/kg iken, sağlıklı kontrollerde 0.34 mL/dak/kg olmuştur. Başlangıç, artırım ve idame dozları, genel olarak orta derece şiddetli (Child-Pugh derecesi B) karaciğer yetmezliği olan hastalarda yaklaşık %50 ve şiddetli (Child-Pugh derecesi C) karaciğer yetmezliği olan hastalarda yaklaşık %75 azaltılmalıdır. Artırım ve idame dozları klinik cevaba göre ayarlanmalıdır.

Endikasyonları

Epilepsi Yetişkinler (12 yaş üzeri): Lamictal epilepsi tedavisinde, parsiyel nöbetlerde ve tonikklonik nöbetleri ve Lennox-Gastaut Sendromu ile ilişkili nöbetleri de içeren jeneralize nöbetlerde, ek-tedavi veya monoterapi olarak endikedir. Çocuklarda (2-12 yaş arası): Lamictal epilepsi tedavisinde, parsiyel nöbetlerde ve tonik-klonik nöbetleri ve Lennox-Gastaut Sendromu ile ilişkili nöbetleri de içeren jeneralize nöbetlerde, ektedavi olarak endikedir. Yeni teşhis edilmiş pediatrik hastalarda ilk olarak monoterapi önerilmemektedir.Ek-tedavi sırasında epileptik kontrol sağlandıktan sonra beraberinde kullanılan antiepileptik ilaçlar (AEİ’lar) bırakılabilir ve hastalar Lamictal monoterapisine devam edebilirler.

Bipolar bozukluk Yetişkinler (18 yaş ve üzeri): Lamictal, bipolar bozukluğu olan hastalarda, özellikle depresif atakları önleyerek, duygu durum ataklarının önlenmesinde endikedir.

Kontrendikasyonları

Lamictal, lamotrijine ve ilacın bileşimindeki diğer maddelerden herhangi birine aşırı duyarlı olduğu bilinen kişilerde kontrendikedir.


Uyarılar Önlemler


Lamictal’in kullanımıyla ilgili hastaneye yatmayı ve tedavinin yarıda kesilmesini gerektiren ciddi döküntüler bildirilmiştir.

Steven- Johnson Sendromunu da içine alan döküntülerin görülme oranı pediatrik hastalarda (16 yaş altı) yaklaşık %1 (1/ 100) ve erişkinlerde %0.3 (3/ 1000)’dır. Dünya çapında ürünün pazara verilmesini takiben nadiren toksik epidermal nekrolizisi içeren ve/veya ölüme sebep olan deri döküntüleri bildirilmiştir. Ancak, bu vakaların oranları tahmin edilemeyecek kadar azdır.

Ciddi döküntü oranının pediatrik hastalarda erişkinlere göre oldukça fazla olması, Lamictal’in Lennox- Gastaut Sendromuyla ilişkili nöbetleri olan 16 yaşın altındaki pediatrik hastalardaki kullanımında dikkatli olunması gerekliliğini açıklar. (Bkz. Endikasyonları)

Lamictal’e bağlı döküntülerin şiddetini veya meydana gelme riskini, önceden kestirmek için yaştan başka belirlenmiş faktör henüz yoktur. Döküntü riskini arttırabilecek , kanıtlanmayan öneriler vardır:

1) Lamictal ile valproik asitin ikili tedavisi

2) Lamictal’in önerilen başlangıç dozunu aşma ya da

3) Lamictal’in önerilen doz arttırımını aşma.

Bununla birlikte vakalar, bu yukarıdaki faktörlerin yokluğunda da bildirilmiştir. Lamictal’e bağlı hayatı tehdit edici vakaların hemen hemen hepsi, tedavinin başlamasını takiben 2. ile 8. haftalarda ortaya çıkar. Buna rağmen, tek tek vakalar 6 ay gibi uzun tedaviden sonra da bildirilmiştir.

Buna göre, tedavi süresi, döküntünün ilk ortaya çıkmasıyla yaklaşan, potansiyel riskin önceden kestirilmesi ilişkili değildir.

Lamictal ile meydana gelen iyi huylu döküntülere rağmen, hangi döküntülerin hayatı tehdit edici ya da ciddi olabileceğini önceden kestirmek mümkün değildir.

Döküntünün ilaçla ilişkili olmadığı kesin olmadıkça, Lamictal ilk döküntü işaretinde kesilmelidir.

Tedavinin kesilmesi döküntünün hayatı tehdit edici hale gelmesini ya da daimi sakatlığı önlemeyebilir.

Deri döküntüsü Lamictal tedavisi başlangıcından sonra genellikle ilk 8 hafta içinde oluşan advers deri reaksiyonları bildirilmiştir. Bu döküntülerin büyük kısmı hafif ve sınırlıdır, ancak hastaneye yatırmayı ve Lamictal tedavisinin kesilmesini gerektiren ciddi döküntüler de bildirilmiştir. Bunlar; Stevens Johnson sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekroliz (TEN) gibi potansiyel olarak yaşamı tehdit edici döküntüleri de içerir. (Bkz. Yan Etkiler/Advers Etkiler).

Mevcut Lamictal dozaj önerilerini kullanan çalışmalara katılan yetişkinlerde ciddi deri döküntüleri insidansı 500 epilepsi hastasında 1’dir. Bu vakaların yaklaşık yarısı SJS olarak bildirilmiştir (1/1000).

Bipolar bozukluğu olan hastalarda yapılan klinik çalışmalarda, ciddi döküntü insidansı yaklaşık 1/1000’dir. Çocuklarda ciddi deri döküntüleri riski yetişkinlerdekinden yüksektir.

Bazı çalışmalardan elde edilen mevcut verilere göre epileptik çocuklarda hastaneye yatma ile ilişkili döküntü insidansının 1/300 ile 1/100 arasında olduğu ileri sürülmektedir.

Çocuklarda, döküntünün ilk oluşumu enfeksiyon ile karıştırılabilir. Hekim, tedavinin ilk 8 haftasında döküntü semptomları ve ateş gelişen çocuklarda ilaç reaksiyonu olasılığını göz önünde bulundurmalıdır.

Ilave olarak, tüm döküntü riskinin aşağıdakilerle güçlü ilişkisi olduğu gösterilmiştir: - Yüksek lamotrijin başlangıç dozları ve lamotrijin tedavisinde önerilen doz artırımının aşılması (Bkz. Kullanım Şekli ve Dozu) - Beraberinde valproat kullanımı (Bkz. Kullanım Şekli ve Dozu)

Döküntü gelişen tüm hastalar (yetişkin ve çocuk ) derhal değerlendirilmeli ve döküntünün ilaca bağlı olmadığı açıkça belli değilse lamotrijin hemen kesilmelidir. Daha önce Lamictal ile tedaviye bağlı döküntü nedeniyle tedavisi kesilen hastalarda beklenen yararları riskinden açık olarak fazla değilse tekrar Lamictal tedavisine başlanması önerilmez.

Döküntü; ateş, lenfadenopati, fasiyal ödem ve kan ve karaciğer anormallikleri gibi çeşitli sistemik semptomlarla birlikte görülen hipersensitivite sendromunun bir parçası olarak da bildirilmektedir. (bkz. Yan Etkiler/Advers Etkiler). Sendrom, klinik şiddet açısından geniş bir yayılım gösterebilir ve nadiren dissemine intravasküler koagülasyona ve multiorgan bozukluğuna neden olabilir. Önemle değinilmesi gereken nokta, döküntü olmasa dahi hipersentivitenin erken belirtilerinin (ör: ateş, lenfadenopati) olabileceğidir. Eğer bu gibi belirtiler ve semptomlar varsa hasta hemen değerlendirilmelidir ve eğer alternatif bir etyoloji mevcut değilse Lamictal kesilmelidir.

Hormonal kontraseptifler

Hormonal kontraseptiflerin Lamictal etkinliğine etkisi: Etinil östradiol/levonorgestrel (30 mcg/150 mcg) kombinasyonunun lamotrijinin klirensini yaklaşık iki misli artırarak lamotrijin düzeylerinin azalmasına yol açtığı gösterilmiştir (Bkz. İlaç Etkileşmeleri).Titrasyonu takiben, maksimal bir terapötik yanıt için daha yüksek idame dozları (2 misli kadar) gerekebilir. Lamotrijin glukuronidasyon indükleyicisi almayan ve bir haftalık inaktif ilaç içeren (ör. ilaçsız hafta) bir hormonal kontraseptif alan kadınlarda, inaktif ilaç haftasında lamotrijin düzeylerinde kademeli olarak geçici artışlar meydana gelebilir. Bu artışlar lamotrijin doz artışları inaktif ilaç haftasından önceki günlerde veya bu hafta içinde yapılırsa daha fazla olacaktır. Dozaj talimatları için ‘Kullanım Şekli ve Dozu, Özel Hasta Popülasyonları için Genel Doz Önerileri’ne bakınız. Klinisyenler Lamictal tedavisi sırasında hormonal kontraseptiflere başlayan veya durduran kadınların klinik tedavisini uygun şekilde yönetmelidir ve lamotrijin doz ayarlaması gerekebilir. Diğer oral kontraseptifler ve hormon replasman tedavileri (HRT) çalışılmamıştır, ancak bunlar da lamotrijinin farmakokinetiğini benzer şekilde etkileyebilirler.

Lamictal’in hormonal kontraseptif etkiye etkisi: 16 sağlıklı gönüllüde yapılan bir etkileşim çalışmasında lamotrijin ve hormonal kontraseptif (etinilöstradiol/levonorgestrel kombinasyonu) birlikte uygulandığında, levonorgestrel klirensinde önemsiz artışlar ve serum FSH ve LH ‘da değişiklikler olmuştur (Bkz. İlaç Etkileşmeleri). Bu değişikliklerin overlerin ovülasyon aktivitesine etkisi bilinmemektedir. Ancak, hormonal preparatlarla birlikte Lamictal alan bazı hastalarda bu değişikliklerin kontraseptif etkinliğin azalmasına yol açma olasılığı göz ardı edilemez. Bu bakımdan hastalar beklenmeyen kanamalar gibi menstrual düzendeki değişiklikleri hemen bildirmeleri konusunda uyarılmalıdır.

Dihidrofolat redüktaz Lamotrijin dihidrofolat redüktazın zayıf bir inhibitörüdür, bu nedenle uzun süreli tedavide folat metabolizmasıyla etkileşim gösterme olasılığı vardır. Buna rağmen, Lamictal, insanda uzun süreli uygulama sırasında, hemoglobin konsantrasyonunda, ortalama korpüsküler hacim (MCV) veya serum veya eritrosit folat konsantrasyonlarında bir yıla kadar veya eritrosit folat konsantrasyonlarında beş yıla kadar belirgin değişiklikler oluşturmamıştır.

Böbrek yetmezliği Son dönem renal yetmezliği olan bireylerde yapılan tek doz çalışmalarında lamotrijin plazma konsantrasyonları anlamlı derecede değişmemiştir. Ancak, glukuronid metabolitinin birikmesi beklenebileceğinden, renal yetmezliği olan hastalar tedavi edilirken dikkatli olunmalıdır.

Lamotrijin içeren bir başka preparatla tedavi edilen hastalar Lamictal, lamotrijin içeren bir başka preparatla tedavi edilen hastalara doktora danışmadan verilmemelidir.

Epilepsi Diğer antiepileptik ilaçlarda olduğu gibi Lamictal'in aniden kesilmesi nöbetlerin geri gelmesini tetikleyebilir. Eğer güvenilirliği ilgilendiren bir nedenle (ör: döküntü) ani ilaç kesilmesi gerekmiyorsa, Lamictal dozu iki haftalık bir sürede kademeli olarak azaltılmalıdır. Literatürde, status epileptikus gibi çok şiddetli konvülsif nöbetlerin rabdomiyolizis, multiorgan disfonksiyonu ve dissemine intravasküler koagülasyon, bazen fatal sonuçlara neden olabileceğine dair raporlar bulunmaktadır. Benzer vakalar Lamictal kullanımı ile de oluşabilir.

Bipolar Bozukluk İntihar girişimi olasılığı, bipolar bozuklukta doğaldır ve yüksek risk taşıyan hastaların yakından denetimi ilaç tedavisine eşlik etmelidir.

Gebelik ve emzirme döneminde kullanımı: Gebelik kategorisi C. Lamictal’in insan fertilitesi üzerine etkisi hakkında hiçbir deneyim bulunmamaktadır. Çok sayıda prospektif gebelik kayıtlarından elde edilen pazarlama sonrası veriler, gebeliğin ilk üç ayında Lamictal monoterapisine maruz kalan 1000’in üzerinde kadının gebelik sonuçlarını içermektedir. Veriler, genel popülasyon ile karşılaştırıldığında majör doğum defektleri riskinde artış göstermemiştir. Lamictal’in politerapi kombinasyonları içinde kullanımından elde edilen veriler, diğer ajanlarla ilişkili malformasyon riskinin beraberinde Lamictal kullanımı ile etkilenip etkilenmediğini değerlendirmek için yetersizdir.

Diğer ilaçlarda olduğu gibi, Lamictal'in gebelikte kullanımına ancak beklenen yararın, fötüse olan muhtemel riskinden daha fazla olduğu durumlarda kullanılmalıdır.

Gebelik sırasındaki fizyolojik değişiklikler lamotrijin düzeylerini ve/veya terapötik etkisini etkileyebilir.Gebelik sırasında lamotrijin düzeylerinin azaldığına dair raporlar bildirilmiştir. Lamictal tedavisi sırasında gebe kadınlara uygun klinik tedavi sağlanmalıdır.

Emzirme döneminde lamotrijin kullanımı ile ilgili sınırlı veri bulunmaktadır. Anne sütüne geçen lamotrijin konsantrasyonu genellikle serum konsantrasyonunun %40-60'ı oranında olduğunu ön araştırmalar göstermektedir. Bu şekilde anne sütü alan az sayıda bebek bilinmektedir ve lamotrijinin ulaştığı serum konsantrasyonlarında farmakolojik etkiler oluşabilir. Emzirmenin potansiyel faydaları, bebekte oluşabilecek potansiyel advers etki riski karşısında değerlendirilmelidir.

Araba ve makina kullanma becerisi üzerine etkisi: Iki gönüllü çalışmada lamotrijinin ince görsel motor koordinasyonu, göz hareketleri, vücut salınımı ve subjektif sedatif etkiler üzerine olan etkilerinin plasebodan farksız olduğu gösterilmiştir. Lamotrijinle yapılan klinik çalışmalarda, baş dönmesi ve diplopi gibi nörolojik özellik taşıyan advers olaylar bildirilmiştir. Bu nedenle, hastalar, araba veya makina kullanmadan önce lamotrijin tedavisinin kendilerini nasıl etkilediğine bakmalıdır.

Epilepsi Tüm antiepileptik ilaç tedavilerinin kişilere göre değişkenlik gösteren cevabından dolayı, hastalar araba kullanma ve epilepsi konusunu kendi hekimine danışmalıdır.

Yan Etkiler

İstenmeyen etkiler, mevcut verilere dayanarak epilepsi ve bipolar bölümlerine ayrılmıştır. Ancak, lamotrijinin genel güvenilirlik profili dikkate alınırken her iki bölüme başvurulmalıdır.

İstenmeyen etkilerin sınıflandırılmasında şu sistem kullanılmıştır:- Çok sık (>1/10), sık (>1/100, <1/10), sık değil (>1/1000, <1/100), ender (>1/10,000, <1/1000), çok ender (<1/10,000)

Epilepsi Deri ve deri altı doku bozuklukları:

Monoterapi klinik deneylerinde: Çok sık: Deri döküntüsü.

Diğer klinik deneylerde: Çok sık: Deri döküntüsü. Ender: Stevens Johnson Sendromu. Çok Ender: Toksik Epidermal Nekroliz.

Çift-kör, ek tedavi klinik deneylerinde, deri döküntüsü Lamictal alan hastaların %10’unda ve plasebo alanların %5’inde meydana gelmiştir. Deri döküntüleri Lamictal alan hastaların %2’sinde tedavinin kesilmesine neden olmuştur. Döküntü genellikle makülopapüler görünüşte olup genellikle tedavinin başlamasından itibaren 8 hafta içinde meydana gelmiştir ve Lamictal’in kesilmesiyle düzelmiştir (Bkz. Uyarılar/Önlemler).

Ender olarak, Stevens Johnson sendromu ve toksik epidermal nekrolizi (Lyell Sendromu) de içeren ciddi, potansiyel olarak yaşamı tehdit eden deri döküntüleri bildirilmiştir. Hastaların çoğunluğunda ilacın kesilmesiyle düzelme olmakla beraber, bazı hastalarda geridönüşümsüz yara izleri ve ender vakalarda ölüm bildirilmiştir (bkz Uyarılar/Önlemler).

Tüm döküntü riskinin aşağıdakilerle güçlü ilişkisi olduğu gösterilmiştir:

- Yüksek lamotrijin başlangıç dozları ve lamotrijin tedavisinde önerilen doz artırımının aşılması (bkz Kullanım Şekli ve Dozu).

- Beraberinde valproat kullanımı, (Bkz Kullanım Şekli ve Dozu).

Döküntü aynı zamanda değişik sistemik semptomlarla ilgili olarak bir hipersensitivite sendromunun bir parçası olarak da bildirilmiştir (bkz Bağışıklık sistemi bozuklukları**).

Kan ve lenf sistemi bozuklukları: Çok ender: Nötropeni, lökopeni, anemi, trombositopeni, pansitopeni, aplastik anemi, agranülositoz içeren hematolojik anormallikler. Hematolojik anormallikler hipersensitivite sendromu ile ilgili olabilir veya olmayabilir (bkz Bağışıklık sistemi bozuklukları**).

Bağışıklık sistemi bozuklukları: Çok ender: Hipersensitivite sendromu** (ateş, lenfadenopati, fasiyel ödem, kan ve karaciğer anormallikleri, dissemine intravasküler koagülasyon , multiorgan disfonksiyonu gibi semptomlar dahil). ** Döküntü aynı zamanda aralarında ateş, lenfadenopati, fasiyel ödem ve kan ve karaciğer anormallikleri gibi çeşitli sistemik semptomlarla birlikte görülen hipersensitivite sendromunun bir parçası olarak da bildirilmiştir. Sendrom klinik şiddet açısından geniş bir yayılım gösterebilir ve nadiren dissemine intravasküler koagülasyona ve multiorgan bozukluğuna neden olabilir. Döküntü olmasa da hipersensitivitenin erken belirtilerinin (örneğin ateş, lenfadenopati) var olabileceği unutulmamalıdır. Bu gibi belirti ve semptomlar mevcutsa, hasta derhal değerlendirilmeli ve alternatif bir etiyoloji belirlenemezse Lamictal kesilmelidir.

Psikiyatrik bozukluklar: Sık: İritabilite. Sık değil: Agresyon. Çok ender: Tik, halüsinasyon, konfüzyon. Sinir sistemi bozuklukları: Monoterapi klinik deneylerinde: Çok sık: Baş ağrısı. Sık: Uyuşukluk, uykusuzluk, baş dönmesi, tremor. Sık değil: Ataksi. Diğer klinik deneylerde: Çok sık: Baş ağrısı, baş dönmesi. Sık: Nistagmus, tremor, ataksi, uyuşukluk, uykusuzluk. Çok ender: Ajitasyon, dengesizlik, hareket bozuklukları, Parkinson hastalığında kötüleşme, ekstrapiramidal etkiler, koreoatetosis, nöbet sıklığında artış. Lamictal’in önceden Parkinson hastalığı bulunan hastalarda Parkinson semptomlarını kötüleştirdiğine dair raporlar ve bu altta yatan koşula sahip olmayan hastalarda da ekstrapiramidal etkiler ve koreoatetosis görüldüğüne dair nadir raporlar bulunmaktadır.

Göz bozuklukları: Çok sık: Diplopi, bulanık görme. Ender: Konjunktivit. Mide-bağırsak bozuklukları: Monoterapi klinik deneylerinde: Sık: Bulantı. Diğer klinik deneylerde: Sık: Midebağırsak rahatsızlığı (kusma ve ishal dahil). Karaciğer-safra bozuklukları : Çok ender: Karaciğer fonksiyon testlerinde artış, karaciğer fonksiyon bozukluğu, karaciğer yetmezliği. Karaciğer fonksiyon bozukluğu genelde hipersensitivite reaksiyonlarıyla ilgili olarak meydana gelir, ancak açık hipersensitivite belirtileri olmaksızın nadir vakalar da rapor edilmiştir.

Kas-iskelet ve bağ dokusu bozuklukları: Çok ender: Lupus-benzeri reaksiyonlar. Genel bozukluklar ve uygulama bölgesi koşulları: Sık: Yorgunluk.

Bipolar Bozukluk

Aşağıdaki istenmeyen etkiler, lamotrijinin genel güvenilirlik profili için epilepside görülenlerle birlikte dikkate alınmalıdır.

Deri ve deri altı doku bozuklukları: Bipolar bozukluk klinik deneylerinde: Çok sık: Deri döküntüsü. Ender: Stevens Johnson Sendromu. Lamotrijinle yapılan bütün bipolar bozukluk çalışmaları (kontrollü ve kontrolsüz) göz önüne alındığında, lamotrijin alan hastaların %14’ünde deri döküntüleri meydana gelmiştir. Oysa, bipolar bozukluk olan hastalarda yapılan kontrollü klinik çalışmalarda, lamotrijin alan hastaların %9’unda ve plasebo alan hastaların %8’inde deri döküntüleri meydana gelmiştir.

Sinir sistemi bozuklukları: Bipolar bozukluk klinik deneylerinde: Çok sık: Baş ağrısı. Sık: Ajitasyon, uyuklama, baş dönmesi.

Kas-iskelet ve bağ dokusu bozuklukları: Bipolar bozukluk klinik deneylerinde: Sık: Artralji.

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesi koşulları: Bipolar bozukluk klinik deneylerinde: Sık: Ağrı, sırt ağrısı. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE HEKİMİNİZE BAŞVURUNUZ.

Etkileşimler

UDP-glukuronil transferazlar lamotrijinin metabolizmasından sorumlu enzimler olarak belirlenmiştir. Lamotrijinin hepatik oksidatif ilaç metabolize edici enzimleri klinikte belirgin olarak inhibe ettiğine veya indüklediğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır ve lamotrijin ve sitokrom P450 enzimleri tarafından metabolize olan ilaçlar arasında etkileşme beklenmez. Lamotrijin kendi metabolizmasını indükleyebilirse de, bu etki önemli oranda değildir ve belirgin klinik sonuçlara neden olması beklenmez.

Tablo 1. Lamotrijinin glukuronidasyonu üzerine diğer ilaçların etkileri

Dozu Kullanma

Uygulama: Lamictal çözünür tabletler çiğnenebilir, az miktar su içinde (en az tableti kaplayacak kadar) çözündürülebilir veya az miktar su ile bütün olarak yutulabilir. Hesaplanan lamotrijin dozu (ör: çocuklarda (sadece epilepsi için) veya hepatik yetmezliği olan hastalarda kullanımı için) tam tabletlere eşdeğer değilse uygulanması gereken doz tam tabletlerin en az sayısına eşitlenir.

Tedaviye yeniden başlanması

Hekimler, daha önce herhangi bir nedenden dolayı Lamictal’i kesen hastalarda yeniden Lamictal başlayacakları zaman idame doza kadar doz artırımına gerek olduğunu değerlendirmelidir, çünkü ciddi döküntü riski yüksek başlangıç dozlarıyla ve Lamictal için önerilen doz artırımının aşılmasıyla ilişkilidir (Bkz. Uyarılar/Önlemler). Bir önceki dozdan sonra geçen süre ne kadar çoksa, idame doza ulaşmak için gereken doz artırımı konusunda o kadar fazla dikkat gereklidir. Lamictal kesilmesinden sonra geçen süre 5 yarı-ömrü geçerse (Bkz. Farmakokinetik özellikleri) Lamictal idame dozuna uygun programa göre artırılmalıdır.

Daha önceki Lamictal tedavisi döküntü nedeniyle kesilen hastalarda, potansiyel faydası açıkça daha fazla değilse, Lamictal’in yeniden başlanması önerilmemektedir.

Epilepsi

Lamictal monoterapisi sağlamak için beraberinde kullanılan antiepileptik ilaçlar bırakıldığında veya Lamictal içeren tedavi rejimlerine diğer antiepileptik ilaçlar eklendiğinde lamotrijin farmakokinetiği üzerine olabilecek etkiler dikkate alınmalıdır (Bkz. İlaç Etkileşmeleri).

(Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde)

Yetişkinler (12 yaş üzeri)

Epilepsi monoterapisinde doz:

Monoterapide Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için günde bir kez 25mg, takibeden iki hafta için günde bir kez 50 mg'dır. Daha sonra, optimal cevabı alana kadar doz her 1-2 haftada maksimum 50-100mg artırılmalıdır. Optimal cevabı almak için idame dozu günde bir kez veya iki doza bölünmüş olarak 100-200mg/gün'dür. Bazı hastalar beklenen cevaba ulaşmak için 500mg/gün Lamictal'e gerek duyarlar.

Başlangıç dozu ve sonraki doz artırımı döküntü riski nedeniyle aşılmamalıdır (Bkz. Uyarılar/Önlemler).

Epilepsi ek-tedavisinde :

Herhangi diğer antiepileptik ilaçla (AEİ) birlikte veya sadece sodyum valproat alan hastalarda, Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için gün aşırı 25 mg, takibeden iki hafta için günde bir kez 25 mg'dır. Daha sonra, optimal cevabı alana kadar doz her 1- 2 haftada maksimum 25-50mg artırılmalıdır. Optimal cevabı almak için idame dozu günde bir kez veya iki doza bölünmüş olarak 100-200 mg/gün'dür. Diğer AEİ’larla (valproat hariç) veya AEİ olmaksızın lamotrijin glukuronidasyonunu indükliyen AEİ’ları veya diğer ilaçları (Bkz. İlaç Etkileşmeleri) birlikte alan hastalarda, Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için günde bir kez 50 mg, takibeden iki hafta için iki doza bölünmüş olarak 100mg/gün'dür.

Daha sonra, optimal cevabı alana kadar doz her 1-2 haftada maksimum 100mg artırılmalıdır. Optimal cevabı almak için idame dozu iki doza bölünmüş olarak 200- 400 mg/gün'dür.

Bazı hastalar beklenen cevaba ulaşmak için 700 mg/gün Lamictal'e gerek duyarlar. Lamotrijin glukuronidasyonunu indükleyen veya inhibe eden ilaçlardan herhangi biri olmadan okskarbazepin alan hastalarda, Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için günde bir kez 25 mg, takiben iki hafta için günde bir kez 50 mg’dır. Daha sonra, optimal cevabı alana kadar doz her 1-2 haftada maksimum 50-100 mg artırılmalıdır. Optimal cevabı almak için idame dozu günde bir kez veya iki doza bölünmüş olarak 100-200 mg/gün’dür.

Tablo 2: Epilepsi Tedavisi Gören 12 Yaş Üzeri Yetişkinler İçin Önerilen Tedavi Rejimi
Tedavi Rejimi Hafta 1+2 Hafta 3+4 Idame Dozu
Monoterapi 25 mg(günde bir kez) 50 mg(günde bir kez) 100-200 mg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) Idame duruma ulasmak için dozlar her 1-2 haftada 50-100 mg artirilabilir.
Birlikte alinan ilaçlara bakilmaksizin valproat ile ektedavi 12.5 mg (gün asiri 25mg) 25 mg (günde bir kez) 100-200mg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) Idame duruma ulasmak için dozlar her 1-2 haftada 25-50 mg artirilabilir.
Valproat olmaksizin ek-tedavi Bu dozaj rejimi asagidakilerle kullanilmalidir: Fenitoin Karbamazepin Fenobarbiton Primidon Veya diger lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri (Bkz. Ilaç Etkilesmeleri ) 50 mg (günde bir kez) 100 mg (ikiye bölünmüs dozlarda) 200-400 mg (iki doza bölünmüs) Idame duruma ulasmak için dozlar her 1-2 haftada 100 mg artirilabilir.
Lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri veya inhibitörleri olmaksizin okskarbazepin ile 25 mg (günde bir kez) 50 mg (günde bir kez) 100-200mg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) Idame duruma ulasmak için dozlar her 1-2 haftada 50-100 mg artirilabilir.
Lamictal ile farmakokinetik etkilesimi henüz bilinmeyen AEI�lari alan hastalarda (Bkz. Ilaç Etkilesmeleri), Lamictal ile valproat birlikte alinirken önerilen tedavi rejimi uygulanmalidir.

Döküntü riski nedeniyle başlangıç dozu ve sonraki doz artırımı aşılmamalıdır (Bkz. Uyarılar/Önlemler).

Çocuklar (2-12 yaş arası) (Bkz. Tablo 3)

Herhangi diğer antiepileptik ilaçla birlikte veya sadece valproat alan hastalarda, Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için günde bir kez 0.15 mg/kg vücut ağırlığı/gün, takibeden iki hafta için günde bir kez 0.3 mg/kg/gün'dür. Daha sonra, optimal cevabı alana kadar doz her 1-2 haftada maksimum 0.3 mg/kg artırılmalıdır. Optimal cevabı almak için idame dozu maksimum 200mg/gün olmak üzere günde bir kez veya iki doza bölünmüş olarak 1-5mg/kg/gün'dür.

Diğer AEİ’larla (valproat hariç) veya AEİ olmaksızın lamotrijin glukuronidasyonunu indükleyen AEİ’ları veya diğer ilaçları (Bkz. İlaç Etkileşmeleri) birlikte alan hastalarda, Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için iki doza bölünmüş olarak 0.6 mg/kg vücut ağırlığı/gün, takibeden iki hafta için iki doza bölünmüş olarak 1.2mg/kg/gün'dür. Daha sonra, optimal cevabı alana kadar doz her 1-2 haftada maksimum 1.2 mg/kg artırılmalıdır. Optimal cevabı almak için idame dozu maksimum 400mg/gün olmak üzere iki doza bölünmüş olarak 5-15mg/kg/gün'dür.

Lamotrijin glukuronidasyonunu indükleyen veya inhibe eden ilaçlardan herhangi biri olmadan okskarbazepin alan hastalarda, Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için günde bir kez veya iki doza bölünmüş olarak 0.3 mg/kg vücut ağırlığı/gün, takibeden iki hafta için günde bir kez veya iki doza bölünmüş olarak 0.6 mg/kg /gün’dür. Daha sonra optimal cevabı alana kadar doz her 1-2 haftada maksimum 0.6 mg/kg artırılmalıdır. Optimal cevabı almak için idame dozu maksimum 200 mg/gün olmak üzere günde bir kez veya iki doza bölünmüş olarak 1-10 mg/kg/gün’dür.

Terapötik dozun devam ettiğinden emin olmak için çocuğun ağırlığı izlenmeli ve ağırlık değiştikçe doz gözden geçirilmelidir.

Tablo 3: Epilepsi Tedavisi Gören 2-12 Yaş Arası Çocuklar İçin Kombine İlaç Tedavisinde Önerilen Tedavi Rejimi (mg/kg vücut ağırlığı/gün olarak toplam günlük doz)
Tedavi Rejimi Hafta 1+2 Hafta 3+4 Idame Dozu
Birlikte alinan ilaçlara bakilmaksizin valproat ile ektedavi 0.15 mg/kg*(günde bir kez) 0.3 mg/kg(günde bir kez) 1-5 mg/kg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) idame duruma ulasmak için dozlar her 1-2 haftada 0.3 mg/kg artirilabilir (maksimum 200mg/gün).
Valproat olmaksizin ek-tedavi Bu dozaj rejimi asagidakilerle kullanilmalidir: Fenitoin Karbamazepin Fenobarbiton Primidon Veya diger lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri (Bkz. Ilaç Etkilesmeleri ) 0.6 mg/kg (iki doza bölünmüs) 1.2 mg/kg (iki doza bölünmüs ) 5-15 mg/kg (Iki doza bölünmüs) idame duruma ulasmak için dozlar her 1-2 haftada 1.2 mg/kg artirilabilir (maksimum 400mg/gün).
Lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri veya inhibitörleri olmaksizin okskarbazepin ile 0.3 mg/kg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) 0.6 mg/kg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) 1-10 mg/kg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) idame duruma ulasmak için dozlar her 1-2 haftada 0.6 mg/kg artirilabilir (maksimum 200mg/gün).
Lamotrijin ile farmakokinetik etkilesimi henüz bilinmeyen AEI�lari alan hastalarda (Bkz. Ilaç Etkilesmeleri) lamotrijin ile valproat birlikte alinirken önerilen tedavi rejimi uygulanmalidir.
* Eger valproat alan hastalarda hesaplanan günlük doz 1-2 mg ise, ilk iki hafta için 2 mg Lamictal günasiri alinabilir.Eger valproat alan hastalarda hesaplanan günlük doz 1 mg�dan az ise, Lamictal uygulanmamalidir.

Döküntü riski nedeniyle başlangıç dozu ve sonraki doz artırımı aşılmamalıdır (Bkz. Uyarılar/Önlemler).

2-6 yaş arası hastaların önerilen en yüksek idame dozuna gereksinimlerinin olması beklenir.

2 yaşın altındaki çocuklar: 2 yaşın altındaki çocuklarda Lamictal kullanımıyla ilgili henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır.

Bipolar Bozukluk

Yetişkinler (18 yaş ve üzeri)

Döküntü riski nedeniyle başlangıç dozu ve sonraki doz artırımı aşılmamalıdır (bkz Uyarılar / Önlemler).

Lamotrijin, gelecek depresif atak riski bulunan bipolar hastalarda kullanım için önerilmektedir.

Depresif atakların tekrarlanmasını önlemek için aşağıdaki geçiş rejimi izlenmelidir. Geçiş rejimi, altı hafta boyunca lamotrijin dozunu bir idame stabilizasyon dozuna artırmayı içermektedir (bkz. Tablo 4), bundan sonra klinik olarak endikeyse diğer psikotropik ve/veya antiepileptik ilaçlar kesilebilir (Bkz.Tablo 5).

Manik atakların önlenmesi için ek tedavi yapılması düşünülmelidir, çünkü manide lamotrijinin etkililiği kesin olarak belirlenmemiştir.

Tablo 4: Bipolar Bozukluk Tedavisi Gören Yetişkinler İçin (18 yaş üstü) İdame Toplam Günlük Stabilizasyon Dozuna Ulaşmak İçin Önerilen Doz Artırımı
Tedavi Rejimi Hafta 1+2 Hafta 3+4 Hafta 5 Hedef Stabilizasyon Dozu (Hafta 6)**
a) Lamotrijin glukuronidasyon inhibitörleri ile ek-tedavi örn. Valproat 12,5 mg(gün asiri 25mg) 25 mg (günde bir kez) 50 mg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) 100 mg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) (maksimum günlük doz 200 mg)
b) Valproat gibi inhibitörleri ALMAYAN hastalarda lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri ile ek- tedavi Bu dozaj rejimi asagidakilerle kullanilmalidir: Fenitoin, Karbamazepin, Fenobarbiton, Primidon Veya diger lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri(Bkz. Ilaç Etkilesmeleri) 50 mg (günde bir kez) 100 mg (iki doza bölünmüs) 200 mg (iki doza bölünmüs) Hafta 6�da 300 mg,gerekliyse hafta 7�de 400 mg/güne artirilir.(iki doza bölünmüs)
c) Lamictal ile monoterapi veya lityum, bupropiyon, olanzapin, okskarbazepin veya lamotrijin glukuronidasyonunu önemli derecede indükledigi veya inhibe ettigi bilinmeyen diger ajanlari alan hastalarda ek-tedavi 25 mg (günde bir kere) 50 mg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) 100 mg (günde bir kez veya iki doza bölünmüs) 200 mg (100-400mg doz araligi) (günde bir kez veya iki doza bölünmüs)
NOT: Lamotrijinle farmakokinetik etkilesimi henüz bilinmeyen AEI�lari alan hastalarda, Lamictal ile valproat birlikte alinirken önerilen doz artirimi uygulanmalidir.

**Hedef stabilizasyon dozu, klinik cevaba bağlı olarak değişecektir.

a) Lamotrijin glukuronidasyon inhibitörleri ile ek tedavi örn. Valproat

Valproat gibi glukuronidasyon inhibe edici ilaçları birlikte alan hastalarda Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için gün aşırı 25 mg, takibeden iki hafta için günde bir kez 25 mg’dır. Doz, 5. haftada günde bir kez (veya iki doza bölünmüş olarak) 50 mg’a artırılmalıdır. Optimal cevabı almak için hedef doz, günde bir kez veya iki doza bölünmüş olarak 100 mg/gün’dür. Ancak, klinik cevaba bağlı olarak, maksimum günlük doz 200 mg’a artırılabilir.

b) Valproat gibi inhibitörleri ALMAYAN hastalarda lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri ile ek-tedavi . Bu dozaj rejimi fenitoin, karbamazepin, fenobarbiton, primidon ve lamotrijin glukuronidasyonunu indüklediği bilinen diğer ilaçlarla kullanılmalıdır (Bkz. İlaç Etkileşmeleri).

Halen lamotrijin glukuronidasyonunu indükleyen ilaçları alan ve valproat ALMAYAN hastalarda, Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için günde bir kez 50 mg, takibeden iki hafta için iki doza bölünmüş olarak 100 mg/gün’dür. Doz, 5. haftada iki doza bölünmüş olarak 200 mg/gün’e artırılmalıdır. Doz, 6. haftada 300 mg/gün’e artırılabilir, ancak optimal cevabı almak için hedef doz, 7. haftadan itibaren verilebilen iki doza bölünmüş olarak 400 mg/gün’dür.

c) Lamictal ile monoterapi veya lityum, bupropiyon, olanzapin, okskarbazepin veya lamotrijin glukuronidasyonunu önemli derecede indüklediği veya inhibe ettiği bilinmeyen diğer ajanları alan hastalarda ek tedavi

Lityum, bupropiyon, olanzapin, okskarbazepin ve lamotrijin glukuronidasyonunu indükleyen veya inhibe eden ilaçları almayan veya Lamictal’i monoterapi şeklinde alan hastalarda Lamictal başlangıç dozu ilk iki hafta için günde bir kez 25 mg, takibeden iki hafta için günde bir kez (veya iki doza bölünmüş olarak) 50 mg’dır. Doz, 5. haftada 100 mg/gün’e artırılmalıdır. Optimal cevabı almak için hedef doz günde bir kez veya iki doza bölünmüş olarak 200 mg/gün’dür. Ancak, 100-400 mg’lık doz aralığı klinik çalışmalarda kullanılmıştır.

Hedef günlük idame stabilizasyon dozuna ulaşıldığında aşağıdaki dozaj çizelgesinde belirtildiği gibi diğer psikotropik ilaçlar kesilebilir (bkz. Tablo 5).

Tablo 5: Bipolar Bozuklukta Birlikte Kullanılan Psikotropik Veya Antiepileptik İlaçların Kesilmesini Takiben İdame Toplam Günlük Stabilizasyon Dozu
Tedavi Rejimi Hafta 1+2 Hafta 3+4 Hafta 3�ten itibaren*
a) Lamotrijin glukuronidasyon inhibitörlerinin kesilmesinden sonra Örn.Valproat 100 mg/haftayi asmayacak sekilde stabilizasyon dozunun iki kati örn, 100 mg/gün hedef stabilizasyon dozu, 1.haftada 200 mg/güne artirilacaktir Bu dozu devam ettirin (200 mg/gün)(iki doza bölünmüs)
b) Lamotrijin glukuronidasyon indükleyicilerinin orijinal doza bagli olarak kesilmesinden sonra.Bu dozaj rejimi asagidakilerle kullanilmalidir: Fenitoin, Karbamazepin, Fenobarbiton, Primidon, Veya diger lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri (Bkz. Ilaç Etkilesmeleri) 400 mg 300 mg 200 mg
300 mg 225 mg 150 mg
200 mg 150 mg 100 mg
c) Önemli lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri veya inhibitörlerini almayan hastalarda diger psikotropik veya antiepileptik ilaçlarin kesilmesinden sonra (Lityum, bupropiyon,olanzapin, okskarbazepin dahil) Doz artiriminda elde edilen hedef dozu devam ettirin (200 mg/gün) (iki doza bölünmüs) (100-400 mg doz araligi)
NOT: Lamotrijinle farmakokinetik etkilesimin henüz bilinmeyen AEI�lari alan hastalarda, Lamictal ile valproat birlikte alinirken önerilen tedavi rejimi uygulanmalidir.

* Doz, gerekli olduğunda 400 mg/gün’e artırılabilir.

a) Lamotrijin glukuronidasyon inhibitörleriyle olan ek tedavinin kesilmesinden sonra: Örn. Valproat

Lamictal dozu, orijinal hedef stabilizasyon dozunun iki katı artırılmalıdır ve valproat kesilince bu durumda korunmalıdır.

b) Lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileriyle olan ek tedavinin orijinal doza bağlı olarak kesilmesinden sonra. Bu rejim fenitoin, karbamazepin, fenobarbiton, primidon veya Lamictal glukuronidasyonunu indüklediği bilinen diğer ilaçlarla kullanılmalıdır (Bkz. İlaç Etkileşmeleri).

Lamictal dozu, lamotrijin glukuronidasyon indükleyici ajan kesilirken 3 hafta boyunca kademeli olarak düşürülmelidir.

c) Lamotrijinle önemli klinik farmakokinetik etkileşimi olmayan diğer psikotropik veya antiepileptik ilaçlarla ek tedavinin kesilmesinden sonra, örn. lityum, bupropiyon, olanzapin, okskarbazepin.

Doz artırım programında ulaşılan hedef doz, diğer ilacın kesilmesi sırasında korunmalıdır.

Başka ilaçların eklenmesinden sonra BİPOLAR BOZUKLUĞU olan hastalarda lamotrijin günlük dozunun ayarlaması:

Diğer ilaçların eklenmesinden sonra lamotrijin günlük dozunun ayarlanması konusunda klinik deneyim yoktur. Ancak, ilaç etkileşim çalışmalarına dayanarak aşağıdaki öneriler yapılabilir (bkz.Tablo 6):



Tablo 6. Bipolar Bozukluğu Olan Hastalarda Başka İlaçların Eklenmesinden Sonra Lamictal Günlük Dozunun Ayarlaması:
Tedavi Rejimi Mevcut Lamictal Stabilizasyon Dozu (mg/gün) Hafta 1 Hafta 2 Hafta 3�ten Itibaren
a) Lamictal�in orijinal dozuna bagli olarak lamotrijin glukuronidasyon inhibitörlerinin, örn. valproat, eklenmesi 200 mg 100 mg Bu dozu devam ettirin (100 mg/gün)
300 mg 150 mg Bu dozu devam ettirin (150 mg/gün)
400 mg 200 mg Bu dozu devam ettirin (200 mg/gün)
b) Valproat ALMAYAN hastalarda ve Lamictal orijinal dozuna bagli olarak lamotrijin glukuronidasyon indükleyicilerin eklenmesi.Bu dozaj rejimi asagidakilerle kullanilmalidir:Fenitoin, Karbamazepin, Fenobarbiton, Primidon, Veya diger lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri (Bkz. Ilaç Etkilesmeleri) 200 mg 200 mg 300 mg 400 mg
150 mg 150 mg 225 mg 300 mg
100 mg 100 mg 150 mg 200 mg
c) Lamictal ile önemli farmakokinetik etkilesimi olmayan diger psikotropik veya antiepileptik ilaçlarin eklenmesi, örn. Lityum, bupropiyon, olanzapin, okskarbazepin Doz artiriminda elde edilen hedef dozu devam ettirin (200 mg/gün)(100-400 mg doz araligi)
NOT: Lamotrijinle farmakokinetik etkilesimin henüz bilinmeyen AEI�lari alan hastalarda, Lamictal ile valproat birlikte alinirken önerilen tedavi rejimi uygulanmalidir.

Bipolar bozukluğu olan hastalarda Lamictal’in kesilmesi:

Klinik çalışmalarda, plaseboyla karşılaştırıldığında Lamictal’in aniden kesilmesinden sonra advers deneyimlerin insidansı, şiddeti veya tipi ile ilgili artış olmamıştır. Bu nedenle, hastalar, dozu adım adım azaltmadan Lamictal’i kesebilirler.

Çocuklar (18 yaş altı):

Bipolar bozuklukta Lamictal’in güvenilirliği ve etkililiği bu yaş grubunda değerlendirilmemiştir. Bu nedenle bir dozaj önerisi yapılamamaktadır.

Özel Hasta Popülasyonlarında Lamictal İçin Genel Dozaj Önerileri

• Hormonal kontraseptif alan kadınlar

a)Halen hormonal kontraseptifleri alan hastalarda Lamictal’in başlanması: Oral kontraseptifin lamotrijinin klirensini artırdığı gösterilmişse de (Bkz. Uyarılar/Önlemler) sadece hormonal kontraseptif kullanımına dayanarak Lamictal için önerilen doz artırım kılavuzunda ayarlama tavsiye edilmez. Doz artırımı Lamictal’in lamotrijin glukuronidasyon inhibitörüne eklenip eklenmediğine örn. valproat, Lamictal’in lamotrijin glukuronidasyon indükleyicisine eklenip eklenmediğine, örn. karbamazepin, fenitoin, fenobarbital, primidon veya rifampin veya Lamictal’in valproat, karbamazepin, fenitoin, fenobarbital, primidon veya rifampisin olmaksızın eklenip eklenmediğine dayanarak önerilen kılavuzlara göre yapılmalıdır. (Bkz. Epilepsi için Tablo 2 ve Bipolar Hastalık için Tablo 4)

b)Halen Lamictal idame dozlarını alan ve lamotrijin glukuronidasyon indükleyicilerini almayan hastalarda hormonal kontraseptiflerin başlanması: Bireysel klinik cevaba göre Lamictal idame dozunun iki misli kadar artırılması gerekebilir (Bkz. Uyarılar/Önlemler ve Diğer İlaçlarla Etkileşmeler).

c)Halen Lamictal idame dozlarını alan ve lamotrijin glukuronidasyon indükleyicileri almayan hastalarda hormonal kontraseptiflerin kesilmesi:: Bireysel klinik cevaba göre Lamictal idame dozu %50 kadar azaltılmalıdır (Bkz. Uyarılar/Önlemler ve İlaçl Etkileşmeleri).

Yaşlılar (65 yaş üstü):

Önerilenden farklı doz ayarlaması gerekmemektedir. Bu yaş grubunda lamotrijinin farmakokinetiği, yaşlı olmayan yetişkin popülasyonundan anlamlı derecede farklı değildir.

Karaciğer yetmezliği:

Başlangıç, artırma ve idame dozları, genel olarak karaciğer yetmezliği orta derecede (Child-Pugh derecesi B) olan hastalarda yaklaşık %50 ve şiddetli (Child-Pugh derecesi C) olanlarda yaklaşık %75 azaltılmalıdır. Artırma ve idame dozları, klinik cevaba göre ayarlanmalıdır (Bkz. Farmakokinetik Özellikler).

Böbrek yetmezliği:

Lamictal böbrek yetmezliği olan hastalara verilirken dikkatli olunmalıdır. Son aşamada böbrek yetmezliği olan hastalar için, Lamictal başlangıç dozları, hastaların AEİ rejimine dayandırılmalıdır; azaltılmış idame dozları, belirgin böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar için etkili olabilir (bkz. Uyarılar/Önlemler). Daha ayrıntılı farmakokinetik bilgi için (bkz. Farmakokinetik Özellikler).

Doz Aşımı ve Tedavisi

Maksimum terapötik dozu 10 - 20 kat aşan dozların akut olarak alımı bildirilmiştir. Doz aşımı sonucunda meydana gelen semptomlar arasında nistagmus, ataksi, bilinç bozukluğu ve koma yer almaktadır. Doz aşımı durumunda, hasta hastaneye yatırılmalı ve uygun destekleyici tedavi uygulanmalıdır. Gerekli görüldüğü takdirde gastrik lavaj uygulanmalıdır.

Saklama Koşulları 30oC'nin altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde saklayınız. Işıktan koruyunuz.

Template by Themes Blogger